ERSİN ÖZİNCE: BES’te kaynağı iyi yönetmek şart

BEĞENDİM

Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, ”Türkiye’de iş hayatı iktisadi göstergeleri ve dolayısıyla bankacılık son 10 yılda çok olumlu gelişme kaydetti” dedi. Ersin Özince, Denizli Genç İşadamları Derneği’nin düzenlediği ”21. yüzyılda Türkiye’de bankacılığın yeni vizyonu” etkinliğine konuşmacı olarak katıldı.

Hükümetin bireysel emekliliği teşvik etmek amacıyla aldığı kararın sermaye piyasası ve kurumsal yatırımcı açısından önem taşıdığını kaydeden Özince, şöyle konuştu:

”Bireysel emeklilik sermaye piyasamızın gelişmesi açısından, kurumsal yatırımcı açısından çok gerekli. Bu konuda özendirici tedbirler hem o alanın gelişmesine hem de sermaye piyasasının gelişmesine katkıda bulunacak. Gelişmiş ülkelerle kıyaslanacak olursa, henüz ülkemizde çok küçük seviyelerde. Yalnız şu tehlikeye işaret etmeden geçemeyeceğim. Avrupa’da Amerika’da ‘vay gitti benim emekli paralarım’ diyenler gibi olmamak için o paraları çok dikkatli yönetmek lazım. Bütün emeklilik birikimlerini Amerikan Borsası’nın çöküşüyle parasının yarısından fazlasını kaybeden insan tanıyorum. Bu sistemler çok iyi gibi görünüyor ama çok iyi denetlenmesi lazım, çok iyi yönetilmesi lazım. Nihayetinde bunlar küçük tasarrufların damlaya damlaya birikmesiyle oluşuyor. Alınan kararın çok da iyi yönetileceğine inanıyorum.”

Bankacılık son 10 yılda çok olumlu gelişme kaydetti

Türkiye’nin, hep avantaj olarak görüldüğü jeopolitik konumunun Arap baharındaki dengesizlikler nedeniyle bazı riskleri taşıdığını ifade eden Özince, şunları kaydetti: ”Fakat, bunların üstesinden gelinebileceği konusunda herhangi bir tereddüt taşımıyorum. Türkiye’de iş hayatı komple iktisadi göstergeleri ve dolayısıyla bankacılık son 10 yılda çok olumlu gelişme kaydetti. Bu dönemde bankacılık çok kuvvetli ve hatta ölçüsüz bir büyüme gösterdi, olabildiğince gelişti, büyüdü.

Türkiye Cumhuriyeti, asil üyelerinin uyamadığı Avrupa’nın Maastricht kriterlerine, devlet borçlanma oranları açısından ulaştı. Enflasyonu kontrol altına aldı. Bunlar çok önemli şeyler. Bunların kıymetini özellikle genç olanların çok iyi anlaması lazım. Yani iki yakasını bir araya getiremeyen bir ülkenin vatandaşları olmanın sıkıntısını çekerek yıllarca işimizi yaptık. ‘Çocuklarımızın geleceği nasıl olacak, Elimize geçen tasarrufu nasıl koruruz?’ bunun derdindeydik. Bunlar ortadan kalktı. Şimdi nasıl daha iyi randıman alırız dediğimiz zaman yatırımımızı para dışındaki alanlara götürmeye başladık.” Özince, Türkiye’nin ”2000’li yılların ilk 10 yılını çok güzel değerlendirdiğini” dile getirerek, ”Bu dönemde bankacılık sektörü de çok ciddi bir yapılanma gördü, yeniden sermayelendi. Bankacılık sektörümüze çok ciddi dışarıdan sermaye girdi. Kimimizin gözüne bunlar küçük gibi gelebilir ama özel bankalarımıza 2’şer milyar dolar veya avro seviyesinde stratejik ortak sermayesi girdi. Orta boy bankalarımıza da bu fiyat kadar satın alma bedelleri geldi” diye konuştu. (AA)