DOLAR

32,6034$% 0.38

EURO

34,7854% 0.02

STERLİN

40,5097£% -0.24

GRAM ALTIN

2.495,70%0,47

ÇEYREK ALTIN

4.263,00%0,32

BİTCOİN

฿%

Öğle Vakti a 13:09
İstanbul HAFİF YAĞMUR 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Genç Cumhuriyet en yakın rakibine neredeyse 2 kat fark attı

29 Ekim 1923’te Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde kurulan genç Cumhuriyet’in en önemli önceliklerinden birisi ekonomi oldu. Türkiye Cumhuriyeti 1923-1938 yılları arasında toplam yüzde 197 büyüdü ve bu süreçte dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olmayı başardı. Kümülatif büyümede en yakın rakibine neredeyse 2 kat fark attı. Söz konusu 15 yıllık dönemde Portekiz yüzde 43, İngiltere yüzde 40 Hollanda yüzde 38, İtalya yüzde 35, Avusturya yüzde 29, Fransa yüzde 25, ABD ise yüzde 15 büyüdü. 

Kurtuluş Savaşı ile Türk milletinin bağımsızlığını kazanmasının ardından Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının en önemli ideallerinden birisi iktisadi bağımsızlığı da sağlayıp Anadolu topraklarında refahı sağlamak olmuştur.

Atatürk 1923’te yaptığı bir konuşmada ekonominin önemini şu ifadelerle vurgulamıştır:

“Gerçekten Türk tarihi incelenirse bütün yükseliş ve çöküş sebeplerinin bir ekonomi sorunundan başka bir şey olmadığı anlaşılır. Tarihimizi dolduran bunca başarılar, zaferler veya mağlubiyetler, yokluk ve felâketler, bunların hepsi meydana geldikleri dönemlerdeki ekonomik durumumuzla ilgili ve ilişkilidir. Yeni Türkiyemizi lâyık olduğu düzeye eriştirebilmek için, kesinlikle ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız. Çünkü zamanımız tamamen bir ekonomi döneminden başka bir şey değildir.”

HER ALANDA EKSİKLİKLER VARDI

Bu sözlerden de anlaşılacağı gibi 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilerek Türk tarihinde yeni bir sayfa açılırken, genç Cumhuriyetin en önemli önceliklerinden birisi ekonomi olmuştur. Ekonomik hedeflere ulaşmak için Türkiye Cumhuriyeti’nin önünde pek çok zorluk vardı. Örneğin eğitimli nüfusun eksikliğinden öte genel olarak yıllarca süren savaşlar nedeniyle düşük nüfus sorunu vardı. 1. Dünya Savaşı öncesi saha sonra Türkiye’nin kurulduğu topraklarda 16 milyon kişi yaşıyordu. Cumhuriyet kurulduğunda ise bu sayı neredeyse 11 milyona düşmüştü. 1923’te ortalama yaşam beklenti süresi ise 35 yıl ile bir hayli düşük bir seviyedeydi. Sanayi altyapısı Avrupa’nın bir hayli gerisindeydi. Osmanlı döneminde yurtdışına tarım ihracatı yapılıyordu ancak tarımda modernleşme sağlanamamıştı. Modern ekipman eksikliği çalışacak nüfus eksikliğiyle birleşince tarım alanında da zorluklar yaşanıyordu.

15 YILDA YÜZDE 196 BÜYÜME

Bu ve benzeri birçok zorluğa rağmen genç Cumhuriyet ekonomik anlamda önemli bir büyümeye imza atabilmiştir. Stockholm Üniversitesi’nden Rodney Edvinsson’ın 2010’da vefat eden ünlü İngiliz İktisat tarihçisi Angus Maddison’un çalışmalarından derlediği bilgilere göre 1990 yılı sabit fiyatlarıyla 1923’te Türkiye ekonomisinin büyüklüğü 9.8 milyar dolar seviyesindeydi. Söz konusu veriler ve çalışma ülkeler arası karşılaştırmalar için yapılmıştır. Cumhuriyet’in 10. yılında bu rakam 21 milyar dolara, Atatürk’ün ebediyete intikal ettiği 15. yılda ise 29 milyar dolara ulaşmıştır. Yani Türkiye ekonomisi ilk 10 yılında kümülatif olarak yüzde 114, 15 yılda ise yüzde 196 büyümüştür.

1990 sabit fiyatlarıyla Türkiye ekonomisinin ilk 15 yıldaki gelişimi (milyon dolar):

Yıl GSYH
1923 9,882
1924 11,819
1925 13,159
1926 15,275
1927 13,886
1928 15,388
1929 17,842
1930 18,649
1931 19,763
1932 18,568
1933 21,007
1934 21,491
1935 21,927
1936 26,093
1937 26,965
1938 29,338

İNGİLTERE YÜZDE 40, ABD YÜZDE 15 BÜYÜDÜ

Verileri aldığımız çalışmanın asıl amacı ülkelerin ekonomik gelişimini karşılaştırmaktır. Buna uygun bir şekilde 1923-1938 döneminde İngiliz ekonomisine baktığımızda, İngiltere’nin 15 yıllık büyümesinin yüzde 40’ta kaldığını görüyoruz. Söz konusu dönemde Almanya yüzde 100, Portekiz yüzde 43, Hollanda yüzde 38, İtalya yüzde 35, Avusturya yüzde 29, Fransa yüzde 25, ABD ise yüzde 15 büyüme kaydetti. İspanya ise yüzde 9 daraldı.

1923-1938 yıllarında ülkelerin kümülatif GSYH artışı (1990 sabit fiyatlarıyla):

Sıra Ülke Büyüme (%)
1 Türkiye 197
2 Guatemala 103
3 Almanya 100
4 Kolombiya 90
5 Finlandiya 85
6 Tayvan 83
7 Güney Kore 76
8 Peru 73
9 Malezya 69
10 Norveç 69
11 Japonya 68
12 Brezilya 65
13 Kosta Rika 65
14 İsveç 63
15 Filipinler 62
16 Yunanistan 58
17 Uruguay 55
18 Yugoslavya 53
19 Yeni Zelanda 52
20 Endonezya 51
21 Arjantin 48
22 Portekiz 43
23 Danimarka 42
24 İsviçre 42
25 Kanada 41
26 İngiltere 40
27 Şili 38
28 Hollanda 38
29 Avustralya 37
30 İtalya 35
31 Avusturya 29
32 El Salvador 29
33 Sri Lanka 28
34 Fransa 25
35 Meksika 22
36 Honduras 21
37 Hindistan 19
38 Belçika 17
39 İrlanda 16
40 ABD 15
41 Nikaragua 2

Burada bahsettiğimiz 15 yıllık süreçte o döneme kadar dünyada yaşanmış en büyük ekonomik kriz olan 1929 Büyük Buhranının da olduğunu unutmamak gerekiyor.

1923-1930 ARASI YILLIK ORTALAMA BÜYÜME YÜZDE 9.6

Yeditepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Turan Yay’ın ‘Atatürk Dönemi Türkiye Ekonomisi ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan Devralınan Miras’ başlıklı makalesinde yer alan verilere göre ise 1938 sabit fiyatlarıyla 1923-1930 arasında Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 9.6’lık bir büyüme kaydetti.

1923 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 58.5 iken 1930 yılında bu oran yüzde 102.6’ya ulaştı. Yani dış ticaret fazlası verildi.

1931-1939 döneminde ise yıllık ortalama büyüme yüzde 6.2 oldu.

Yine aynı çalışmada yer alan bilgilere göre sanayi kesiminin ekonomi içindeki payı 1923’te yüzde 12.6 iken bu oran 1939 itibarıyla yüzde 18’e yükseldi. Selim Karahan / Habertürk 

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.