Kerem Alkin: İhracat geliri kazandırmalıyız

BEĞENDİM

Alkin, ”e-ticaretin Geleceği” konulu basın toplantısında yaptığı konuşmada, akıllı cihazların dünyada yaygınlaşmasına bağlı olarak yazılımlara yönelik hızlı gelişen sürecin içinden geçildiğini dile getirerek, bu anlamda, katma değerli servislerin en önemli mecra olarak algılandığını kaydetti.
Katma değerli servislerden elde edilen gelirin, ses iletiminden elde edilen gelirden çok daha fazla olacağını ifade eden Alkin, şunları söyledi:
”Ekonomi yönetimi, bu süreçlerin farkındadır. 2023’te dünyanın en büyük 10. ekonomisi olunmasından söz ediliyor. Bu da yüksek katma değerden geçiyor. 2,5 sene içinde dernek olarak gerek kamu nezdinde gerek sektörde bilişim STK’ları içinde hızlı bir bilinirliği ortaya koyduk. MOBİLSAD’ın ortaya koyduğu araştırma, geliştirme, çaba ve toplantılar bizi sonunda yeni oluşturulan İnternet Geliştirme Kuruluna yöneltti. Biz de bir üyesiyiz. MOBİLSAD olarak kendi alanımızla ilgili olarak teknik boyutta ne katkı sağlamamız gerekiyorsa hakkını vererek gerçekleştireceğiz. Bir STK olarak çalışmalarımızı ortaya koyarken küresel rekabet boyutuna da bakıyoruz. Türkiye’ye ürettiğimiz katma değerli servislerle ihracat geliri kazandırmalıyız. Rakibimiz olan ülkeler ve uluslararası şirketler ile nasıl rekabet edebileceğimizin üzerine gitmemiz gerekiyor.”

”Mobil katma değerli servis pazarı oluşturulmalı”
Alkin, Türk aplikasyon pazarı için çaba sarf edilmesi gerektiğini anlatarak, ”Çiçeği burnunda dernek olarak standart olan çalışmalarımızın yanı sıra bir de boyumuzu aşmayacak ölçüde mobil katma değerli servis pazarı oluşturmak istiyoruz. Türkiye’deki mobil alanın vergilendirilmesini dünya ile karşılaştırıyoruz. Bu çok da hoş bir tablo değil. Maliye Bakanı (Mehmet) Şimşek de mobil alanın vergilendirilmesiyle ilgili tablodan memnun olmadığını ifade etti” şeklinde konuştu.
Alkin, akıllı telefonlarla yapılan her türlü işlemin ses iletişimi olarak algılandığını aktararak, şunları söyledi:
”Artık ses iletişimi çok küçük bir bölüm olarak duruyor. Data aktarımı ya da veri akışı anlamına gelen süreçlerde ses iletimiyle aynı vergilendirmenin olduğunu görüyoruz ve rekabet açısından olumsuz bir tablo. Burada bir mesafe alınması gerekiyor. Teknolojik bilinçlenmeyle dünya ile eş düzeyde gidilmiyor. Dernek olarak var gücümüzle bunları anlatıyoruz. Bir aplikasyonun Türkiye’deki tüketici tarafından temini kolay düzeyde değil. Uluslararası aplikasyon pazarında bir defa kredi kartı bilgilerini girmeniz yeterli oluyor. Türkiye’deki mevzuat gereği teknoloji KOBİ’si tarafından üretilen aplikasyonu almaya kalktığınızda mobil ödeme sistemlerinde aşamadığımız problemler var. Her defasında kredi kartı bilgilerinizi yeniden girmeniz gerekiyor.
Türkiye’deki uygulamaya baktığınızda bu kullanıcıları küstürecek sorunlarla karşı karşıyayız. Uluslararası alanda aplikasyon temini ne kadar hızlıysa Türkiye’deki temin edilme sürecinde aynı ölçüde hızlı ve etkin olmasının peşinden koşuyoruz. Merkez Bankası’nın ödeme sistemleriyle ilgili kanun tasarısı taslağı ile gerçekleştirilecek olan yasal düzenlemeye dünya uygulamalarını ortaya koyarak teknik katkı sağlamaya çalışıyoruz.”

”E-ticaret Kanunu’nda birtakım sorunlar var”
Alkin, E-ticaret Kanun Tasarısı’nda birtakım sorunların bulunduğunu belirterek, ”Yaşanan sorunların, yeni TTK’da yaşananlardan hiçbir farkı yok. Bazı köşe yazarları iyi ki sorunları yazmışlar. E-ticaret Kanunu’nda da bazı sorunlar var. TBMM’de bir alanı ilgilendiren yasal düzenleme yapılırken sosyoekonomik ve teknik etki analizi yapılmıyor. Bir yasa çıkarılırken ya da yargı kararı verilirken teknik anlamda bilgi alınması açısından sosyoekenomik ve teknik etki analizi yapılması gerekiyor” diye konuştu.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun baz istasyonlarıyla ilgili kararına da değinen Alkin, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılması konusu olduğunda ilk aklıma gelen Van’daki depremde en kaz altındaki insana nasıl ulaşılacaktı- Baz istasyonu uzakta olsaydı, SMS yoluyla ya da çeşitli şekilde nerede olduğunu ifade etmek isteyenler ulaşamayacaktı. Baz istasyonu, kabaca belli metrekareyi belirleye biliyor. Yargıtay’ın önünde bu kararı vermeden önce sosyoekonomik ve teknik etki analizi olsaydı bu kararı verirken bir kez daha düşünürlerdi. Bize de bu anlamda görev düşüyor. Elektronik ticaret ile ilgili yasa tasarısı ticareti geliştirici olmalıdır. Her sınırlayıcı düzenlemeyi Anayasa içine koyarsanız TBMM’den bu yasaları geçirdikten sonra büyük sakıncaları telafi etmek çok zor oluyor. SMS ile elektronik postanın yasanın aynı maddesi içerisinde olması doğru değil. E-ticaret mecrası 5-10 yıl içinde ne kadar değişikliklere uğrayacak kim bilir- BTK bütün dünyayı takip eden bir kurumdur ve maddeye ‘yasal altyapı ile ilgili düzenlemeyi BTK yapsın’ gibi atıfta bulunulabilir.”

”Cihazlardan çok bulut sistemine odaklanılmalı”
Alkin, yeni teşvik sisteminde yurt dışı fuarlara katılmaktan ofis açmaya ve şirket tanıtmaya ilişkin teşviklerin bulunduğunu belirterek, ”Bu teşvik sistemlerini önemsiyoruz. Ayrıca örneğin Fatih projesi ile cihazların üzerinde duruluyor. Aslında cihazlardan çok bulut sistemine odaklanması gerekiyor. Ana sanal gövdeyi oluşturduktan sonra cihaz ön planda olmalı” diye konuştu.