DOLAR

32,3593$% 0.11

EURO

35,0172% -0.22

STERLİN

41,0423£% 0.33

GRAM ALTIN

2.324,85%0,25

ÇEYREK ALTIN

3.987,00%-0,36

BİTCOİN

฿%

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 14°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Marka Ekonomistlerinden 6 Soruda Ekonomik Check-Up

Küresel ekonomi 2012 yılına yeni kriz endişeleriyle girmişti. 2012 patlak veren AB borç krizinin, ABD ekonomisindeki sorunlarla beraber dünyayı ikinci bir dibe sürüklenmesinden korkuluyordu.
Gerçi halen bu kaygı bütünüyle giderilmiş değil. Ancak Avrupa’dan ardı ardına gelen parasal genişleme hamleleri ve ABD’de faizlerin düşürülmesiyle ilgili mesajlar olumlu etkisini giderek daha fazla hissettiriyor. Kötüye gidişin durduğu, hatta krizden çıkışın olduğu tezi güçleniyor.
Nitekim dünya ekonomisin toparlanmaya başladığını IMF Başkanı Christine Lagarde da ifade ediyor. Lagarde, finansal durumun yılın ilk dönemlerindeki kadar kaygı verici olmadığına dikkati çekiyor ve ‘’Üç ay önce yakınında olduğumuz dipsiz uçurumdan yavaş yavaş uzaklaşıyoruz’’  diyor.
Türkiye ekonomisiyle ilgili beklentiler de büyük ölçüde Avrupa ve ABD’de durumun ne olacağına bağlı. Geçen yıl yüzde 8.4’le büyüme rekoru kırılmasına rağmen, 2012’ye girerken hatırlanacağı gibi karamsar beklentiler dile getiriliyordu. Bu yöndeki senaryolarda yüzde 1-2 seviyelerinde büyüme hatta daralma tahminleri vardı.

İYİMSERLERİN ELİ GÜÇLENİYOR
Aslına bakılırsa ekonomiyle ilgili başından itibaren iyimserliğini koruyan ekonomistler de vardı. İyimser ve kötümserlerin yanı sıra temkini elden bırakmayanlarsa risklere dikkate çekiyordu. Ancak yılın ilk çeyreğinin geride kaldığı şu günlerde iyimserlerinin yüzünün daha fazla güldüğü, kötümserlerin de tahminlerini yükseltmeye başladığı görülüyor.
Yeni gelişmeler doğrultusunda Türkiye’nin marka olmuş ünlü ekonomistlerine büyümeden enflasyona, dolar kurundan yatırım tercihlerine merak edilenleri sorduk. Hem iş dünyasına ve profesyonellere hem de sokaktaki vatandaşa ve küçük tasarruf sahibine yol gösterecek mini anketimizdeki soruları yanıtladılar.
Ekonomist ve iktisatçılar, bu yıl en büyük risk olarak cari açık ve petrol fiyatlarındaki olağanüstü artışı gösteriyor. İnşaat büyüyen stoklara ve yavaşlayan sanayi üretimine de dikkat çekiyorlar. Buna karşılık endişeyle izlenen küresel krizde daha fazla iyileşme bekliyorlar. Krizin kontrol altına alındığı görüşü hakim. Büyüme beklentileri yüzde 4-5’lerde yoğunlaşırken, yakın zamanda yukarı yönlü revizyon sinyali veriyorlar.
Enflasyon hedefinin bir miktar sapabileceğini ancak tek haneye gerileceğini öngören ekonomistler, küçük yatırımcılara uzun vadeli mevduatın yanı sıra hazine bonusu ve karma fon öneriyorlar.

2012 yılında ekonomideki en büyük kırılganlık nedir?
Prof. Dr. Asaf Savaş Akat: En büyük kırılganlık dış açık. Türk piyasaları özel sermaye akımlarından risk primlerine bağlı olarak dalgalanırsa bu kırılganlığı artırır.

Prf. Dr. Deniz Gökçe: Cari denge önemli. Küresel kriz ABD’de bitmek üzere. AB ‘de ise kriz sakinleşiyor. Bundan sonra bir baskı gelmesi pek mümkün değil. Çünkü kriz artık kontrol altına alındı. Asıl risk petrol fiyatı. İran konusu önemli. 1 yıllık perspektiften baktığımızda bu konular öne çıkıyor.

Prof. Dr. Taner Berksoy: Ekonomideki en büyük dış dengedeki büyük ölçekli bozulma. Cari açığın 2011 yılı sonunda GSMH’nın yüzde 10’una ulaşması belki tek başına büyük bir mesele değil ama ekonomiyi olası bazı gelişmelere karşı görece dayanıksız hale getirmesi açısından önemli bir kırılganlık noktası oluşturuyor. Bu tür iki olumsuz gelişme olasılığının 2012 yılında gündemde olacağını düşünüyorum. Bunlardan biri, petrol fiyatlarında muhtemel bir yükseliştir.

Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu: Öncelikli sorunumuz cari açık. Uluslararası piyasalardan sermaye girişi oldukça açığı kapatma sorunu yok. Ancak cari açığın yapısallaşması sorunu var. Tüketim ve yatırım kaynaklı büyüme kararı otomatik olarak cari açığı büyütücü etki yapıyor. Ülkenin temel kırılganlığı buradan geliyor. Diğer önemli sorunlar ise ihracatımızın önemli bölümünün yapıldığı Avrupa ülkelerinde sürmekte olan durgunluk ve emtia fiyatlarının enflasyon üzerine yaptığı baskı.

Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu: Doğrusu bizim için en büyük risk, AB çerçevesinde gelişebilecek bir kriz durumu. Ki bence bu büyük ölçüde aşıldı. Avrupa merkez Bankası’nın yerinde bir hamleyle yeni fonlama imkanları sunması Avrupa ekonomisindeki bankalar ve firmalar arasındaki güvensizlik duvarının aşılmasına imkan vererek likidite sorununu çözmüş oldu. Kırgınlık içeren en büyük sorun bence Ortadoğu’daki muhtemel gelişmeler. Özellikle İran ve Suriye eksenindeki gelişmeler ekonomimizdeki istikrarlı görünüşü çok hızlı bir biçimde bozabilir. Bu çerçevede petrol fiyatlarının artışının özellikle cari açık sorunu ve bu sorunla ilgili risk algılanmasını artırabileceği için önemli bir riski alanı olduğunu unutmamak gerek.

Prf. Dr. Esfender Korkmaz: 2012 yılında Türkiye için en büyük risk, cari açık. Cari açık üç açıdan önemli. Birincisi cari açığın GSMH’ya oranı yüksek yüzde 10 dolayında. Bu açık para ve kur politikalarını etkiliyor. Türkiye bir büyüme ve kalkınma programı yapamıyor. İkincisi cari açığın finansmanı sürdürülemez. Zira cari açığın finansmanı bizzat cari açığı besleyen bir sürece dönüştü. 2000 yılından bu güne kadar toplam cari açık 300 milyar dolar oldu. Türkiye varlıklarını yabancıya sattı. Son olarak cari açık ara malı, hammadde ve tüketim malı ithalatı nedeniyle artıyor.

Gazi Erçel: Cari açık. Küresel krizde iyileşme bekliyorum. Dıştaki gelişmelerin Türkiye’yi olumsuz etkileyeceğini sanmıyorum.

Prof. Dr. Gülten Kazgan: Cari açık düşüşe geçmedikçe en büyük kırgınlık olarak gündemde kalır. Çünkü petrol fiyatları da artışa geçtiği için Türkiye’nin enerji maddeleri ithalatı büyüyebilir. Ancak Türkiye’nin büyüme hızının düşme eğilimi sürerse dış açık da azalabilir. En büyük risk üretimin düşmesidir.

Prof. Dr. İzzettin Önder: geçtiğimiz dönemde olduğu üzere cari açık, yani özel kesim borçları en büyük kırılganlık olarak gözüküyor. Bu arada spekülatif sermaye akımı aksayabilir. Ancak uluslar arası düzeyde maalesef hala göreli yüksek faiz nedeniyle ciddi risk oluşturmaz.

Prof. Dr. Erdoğan Alkin: En büyük kırılganlık cari işlemler açığı. Petrol fiyatlarıyla ilişkili olarak enflasyon riski de var. Küresel kriz Türkiye için en fazla dış finansman temininde risk yaratabilir.

Piyasadaki likidite sonrasında euro/dolar paritesinin seyri ne olur?
Akat: Bunu doğru tahmin edebildiysem zaten zengin olurdum ve size yanıt vermezdim.
Gökçe: AB ekonomisi ilk yarıda yavaşlar. ABD’de ise seçim var. Dolayısıyla pariteyi etkileyecek faktörler var.
Berksoy: Bu konuda tahminim yok.
Uzunoğlu: 1.30’lar civarında olması isteniyor.
Katırcıoğlu: Euro’da dolar karşısında bir toparlanma olacağı açık.
Korkmaz: 2012 yılında euro/dolar paritesinde en fazla yüzde 5 oynama olabilir.
Erçel: 1.40 olur.
Kazgan: Tahmin etmek zor.
Önder: AB’nin durumu ABD’ye göre biraz daha zayıf olduğundan, sanırım hafif şiddette de olsa dolar daha değerli kalır ve genel trend dolar lehine seyredebilir.
Aklin: Temenni olarak paritenin 1.30’larda dalgalanması.

2012 ekonomik büyüme beklentileriniz nedir?
Akat: Ben bu yılın başında 2012 için büyüme tahminimi yüzde 4.5 olarak belirtmiştim. O zaman karamsar senaryolara katılmamıştım. Şu anda da tahminimi değiştirmedim. Fakat yaz başına doğru revizyon yapabilirim.
Gökçe: Bu yılın başında büyüme konusunda en kötü tahmini yüzde  1-2 ile İş Yatırım yapıyordu. Şimdi onlar bile yüzde 2.5-3 arasına çektiler. Ancak baz etkisiyle bu yıl ilk çeyrekte yavaşlama sinyalleri geliyor. Örneğin, sanayi üretimi beklentilerin altında kaldı…
Berksoy: 2012 yılı için benim büyüme beklentim baştan beri yüzde 4-4.5 aralığı. Bu yıl yumuşak iniş senaryosu daha gerçekçi görünüyor.
Uzunoğlu: Uluslar arası sermaye girişleri devam ettikçe en az yüzde 6 gibi bir büyüme gerçekleşir. Sermaye girişlerini sterilize edecek politikaların samimi biçimde uygulanmasını beklemiyorum.
Katırcıoğlu: Doğrusu ABD’den yükselen bazı iyimser gelişmeler 2012 büyüme tahminleri için yukarı doğu yeni revizyonlar gerektiriyor.
Korkmaz: Benim büyüme tahminim yüzde 4.
Erçel: yüzde 3-4 büyüme bekliyorum.
Kazgan: Geçen yılın yüksek büyüme hızının devam etmeyeceği görülüyor. İnşaatta bina stokunun artması ve sanayi üretiminin gerilemesi büyümenin yavaşlayacağını gösteriyor.
Önder: yumuşak iniş olarak ifade edilen yüzde 3.5-4 olabilir. En fazla yüzde 5 bekliyorum.
Aklin: 2012 için büyüme tahminim yüzde 3-4 aralığı. Bunun yüzde 3’e yakın olma olasılığı daha yüksekmiş gibi görünüyor.

2012 yılı için dolar/TL kuru tahmininiz nedir?
Akat: Yılbaşında 2012 sonu için dolar kurunu 2.05 olarak tahmin etmiştim. Şimdilik bunu değiştirmiyorum.
Gökçe: 1.75-1.80 arasında dalgalanma bekliyorum.
Berksoy: Bu konuda tahminim yok.
Uzunoğlu: dalgalı kur sisteminde nokta atışı yapmak mümkün değil. Bozuk saat bile günde 2 kez doğruyu gösterir.
Katırcıoğlu: Dolar/TL tahminim 1.90-1.95 aralığında.
Korkmaz: MB reel kur endeksine göre bu günlerde 1 doların 2 TL olması gerekiyor.
Erçel: 1.85-1.75 bandında dalgalanacak.
Kazgan: Merkez Bankası, bu konuda fiyat artışını kolluyor ve TL değer kaybederken hemen piyasaya müdahale ediyor. Merkez Bankası politikasını öngörmek zor.
Önder: Küresel risk oluşmazsa dolar1.75-1.85 arasında kalır.
Alkin: Kur tahmini yapmak gerçekten çok güç. Kurları etkileyen çok sayıda faktör var. Beklentimiz ve de temennimiz dolar kurunun 1.80 dolayında dalgalanması.

Enflasyonda risk görüyor musunuz?
Akat: Yüzde 5 hedefinin tutmayacağı açık. Bütçe açığının mille gelire oranı yüzde 1-2 arasında kaldığı sürece enflasyondaki yükselişler geçici olacaktır.
Gökçe: Ben bu konuda Merkez Bankası’na itibar ediyorum. Çünkü onların elinde daha fazla veri seti var. Merkez Bankası, 2011’deki çift haneye karşın enflasyonun yavaş yavaş azalacağını söylüyor. Burada en önemli faktör petrol. Petrol delirmezse enflasyon geriler.
Berksoy: Enflasyon bu yıl Merkez Bankası’nın öngördüğü yüzde 6.5’in üzerinde, yüzde 7.5-8 aralığında bir yerde olacağını tahmin ediyorum.
Uzunoğlu: Petrol ve yüksek kurun enflasyon üzerindeki etkilerini yaşıyoruz. Büyüme ve enflasyon üzerindeki artış baskısı sürecek görünüyor.
Katırcıoğlu: Enflasyonda önümüzdeki aylarda olumlu gelişmeler olacağını ve tek haneli rakamlara yeniden döneceğimizi düşünüyorum.
Korkmaz: Enflasyon oranı dünya ortalaması olan yüzde 3-4 seviyesine düşmedikçe her zaman risktir.
Ancak riskten MB enflasyon hedefi kast ediliyorsa, yüzde 6.5’ten daha yüksek çıkacaktır.
Erçel: Ne yazık ki enflasyonda hedefi tutturamayacağız.
Kazgan: Eğer dolar ve euro birlikte yükselir yani TL değer kaybına girerse bunun için piyasaya yansıması fiyat endeksinin yükselmesi şeklinde olur. Enflasyon için en önemli risk kaynağı şu anda bu gözüküyor.
Önder: Fazla risk görmüyorum. Çünkü büyüme yavaş olacak.
Aklin: Bu yıl için enflasyon riski mevcut.

2012’de en iyi yatırım aracı sizce nedir? Paranızı nereye yatırıyorsunuz?
Akat: Ben paramı uzun vadeli mevduatta tutuyorum.
Gökçe: Hayatımda hiç dövize ve hisse senedine yatırım yapmadım. Kamu kağıtları ve bazı karma fonlara para yatırılabilir. Ama bu yıl ve önümüzdeki yıl para kazanmaktan ziyade mevcut durumu korumak gerekir.
Berksoy: 2012 yılında satın alma gücünü korumak öncelikli olmalı. Riske uzak olan pozisyon TL mevduattır.
Uzunoğlu: Dünyada normal koşullar yok. Bu ortamda mantıklı bir yatırım aracı önermek kolay değil. Herkes kendini koruma yönlü portföy tercih etmeli. Diğer taraftan enflasyonun borsaya yaradığı da unutulmamalı.
Katırcıoğlu: En iyi yatırım aracı İMKB olmaya devam edecek.
Korkmaz: Türkiye’de her zaman gayrimenkul en iyi yatırım aracı olmuştur. Ben de tasarruflarımı gayrimenkule yatırdım.
Erçel:TL yinede iyidir.
Önder: Benim yatıracak param olmadığından bir yere gidemiyorum. Ama param olsa heyecan yaşamak istemedeğimden TL’ye yatırırdım. 3 veya 6 aylık vadeli hesapta tutardım.
Aklin: En iyi yatırım aracı uzun vadeli TL mevduat. Amatör yatırımcıların karmaşık enstrümanlardan kaçınması gerekir.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.