DOLAR

32,3253$% 0.22

EURO

35,0915% -0.12

STERLİN

40,9877£% -0.08

GRAM ALTIN

2.300,92%1,04

ÇEYREK ALTIN

3.959,00%-0,19

BİTCOİN

฿%

Akşam Vakti a 19:29
İstanbul PARÇALI BULUTLU 17°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
  • PSM Magazin
  • Gündem
  • Politika faizi artırılırsa, indirilirse ve sabit bırakılırsa ne olur?

Politika faizi artırılırsa, indirilirse ve sabit bırakılırsa ne olur?

Dövizdeki hareketlilik ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndaki (TCMB) yönetim değişikliği devam ettikçe ekonomi basını da hemen her TCMB toplantısı öncesi aynı cümleyi kurmak zorunda kalıyor: Merkez Bankası’nın bu toplantısı öncekilerden daha kritik. 

Ki gerçekten de her TCMB toplantısının öncekinden daha kritik olduğu bir süreçten geçiliyor. 

Zira 4,5 ayda yapılan ikinci Merkez Bankası Başkanlığı değişikliği sonrası göreve gelen Şahap Kavcıoğlu, 15 Nisan’da ilk kez bir Para Politikası Kurulu’na başkanlık edecek.

Düşük faizden yana olduğu bilinen Kavcıoğlu’nun ne karar vereceği net olmamakla birlikte, piyasadaki genel kanı yüzde 19 seviyesindeki politika faizinin değişmeyeceği yönünde. 

Piyasa uzmanlarının görüşlerine geçmeden 6 Kasım’dan bu yana neler olduğuna kısaca bir bakalım. 

875 baz puan faiz artırımı gerçekleşti

2015-2018 yılları arasında Maliye Bakanlığı yapan Naci Ağbal, 6 Kasım 2020 Cuma gününü cumartesiye bağlayan gece yayımlanan Resmi Gazete kararıyla Murat Uysal’ın yerine getirilmişti. 

6 Temmuz 2019’da yine sürpriz şekilde görevden alınan Murat Çetinkaya döneminde yüzde 24 seviyesine kadar çıkan politika faizi, Murat Uysal’ın 16 aylık görevinde yüzde 10,25’e kadar çekilmişti. 

Ağbal’ın göreve geldikten sonraki ilk PPK toplantısı 19 Kasım’daydı ve politika faizi yüzde 10,25’ten yüzde 15’e yükseltildi. Aralık sonundaki ikinci toplantıda yüzde 15’ten yüzde 17’ye yükselen faiz, ocak ve şubat aylarında değiştirilmedi. 

Ağbal’ın son olarak 18 Mart’ta başkanlık ettiği Para Politikası Kurulu’ndan 200 baz puan faiz artırımı kararı çıkmış ve politika faizi yüzde 19’a kadar yükselmişti. Böylelikle Ağbal’ın göreve gelmesinden bu yana gerçekleşen beş toplantıda toplam 875 baz puan faiz artırımı gerçekleşti. 

TL, bir ayda yüzde 12 değer kaybetti

6 Kasım’da 8 lira 51 kuruş ile tarihi rekorunu kıran Dolar/TL, o günden bugüne kadar en düşük 6,96 liraya kadar (19 Şubat) geriledi. Dört buçuk aylık Ağbal döneminde Türk Lirası, dolar karşısında yüzde 15 değer kazandı. 

19 Mart’ı 7 lira 21 kuruş seviyesinde kapatan kur, 14 Nisan’ı, 8 lira 10 kuruş seviyelerinde geçirdi. 

Risk primi kasım öncesi seviyede

Bir ülke ekonomisinin ne kadar riskli olduğunu gösteren önemli bir gösterge CDS ise Ağbal döneminde, 15 Şubat’ta 288’e kadar gerilemişti. Ağbal’ın da görevden alınmasıyla hızla yükselen CDS, 14 Nisan’da 430 seviyesini geçti.

Enflasyon yüzde 16’yı da geçti, daha zirve görülmedi

Son olarak nihai hedefi fiyat istikrarını sağlamak olan Merkez Bankası’nın faiz kararını etkilemesi gereken enflasyon oranları ise şu şekilde: 

Tarih Enflasyon oranı (%)

Ekim 2020 11,89
Kasım 2020 14,03
Aralık 2020 14,60
Ocak 2021 14,97
Şubat 2021 15,61
Mart 2021 16,19

“Enflasyonun yüzde 18’i görme ihtimali var”

Independent Türkçe’ye konuşan Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan’a göre Merkez Bankası’nın 15 Nisan’daki toplantıda “faiz artırması” ihtimali, enflasyonun yükselmeye devam ettiği bir ortamda elenen bir ihtimal. 

Piyasanın genel beklentisinin faizlerin sabit kalacağı yönünde olduğunu hatırlatan Erkan, Merkez Bankası’nın mevcut politikasını esnetmek için bir hareket alanının olmadığını söyledi.

Üretici fiyat endeksi, emtia fiyatları, liradaki muhtemel ilave değer kaybı gibi maliyet etkilerinin de enflasyonu etkilemeye devam edeceğini söyleyen Erkan, “Enflasyonun, tepe noktası olarak yüzde 18’e yakın seviyeleri görme ihtimali var. TCMB’nin bir sonraki enflasyon raporunda da revizyona gidilebilir” dedi. 

CDS’lerin 19 Mart’tan sonra 150 baz puan artış gösterdiğini ve kasım öncesi seviyelere ulaştığını hatırlatan Tera Yatırım Başekonomisti, “Bu da tabii ki yurt dışı piyasalardan borçlanma oranını yukarı doğru etkileyecek bir faktör. Yatırım perspektifi açısından bakıldığında benzer reel faiz veren ülkelere göre biz daha dezavantajlıyız. Piyasaları ikna etmek için daha yüksek faiz oranları uygulanmak durumunda kalınabilir” değerlendirmesini yaptı. 

“Mayısta da aynı koşullar geçerli olabilir”

Enver Erkan’a göre mayıs ayındaki PPK’ya kadar aynı koşullar geçerli olabilir. Bu da gelecekte politikadaki belirsizliğin devam edeceği anlamına geliyor. 

“Enflasyon düşmeye başladığında – o da düşerse tabii – oluşacak alanın ne kadar değerlendirileceği, asıl belirsizliği yaratan durum” diyen Enver Erkan, şöyle devam etti: 

Enflasyon düşerse Merkez Bankası faiz indirme konusunda aceleci davranacak mı? Çünkü geçmişte faiz indirimlerini acele şekilde yaptığımızda sonraki dönemde faizleri daha hızlı şekilde artırmak durumunda kalmıştık. 

“Faiz değişikliği olmazsa 8,10-8,20 lira aralığı devam edebilir”

Yabancı yatırımcının faiz artırımı beklentisinin olabileceğini, hatta bunun da fiyatlandığını söyleyen ekonomist Erkan’a göre faiz değişikliği olmazsa dolar/TL, bir süre daha 8,10-8,20 lira aralığında devam edebilir. 

“Faiz artırımı olması durumunda ise kur, 8 liranın altını deneyebilir” diyen Enver Erkan, artırımın yansımalarının da önemli olduğunu söyleyerek, Ağbal’ın 200 baz puanlık faiz artırımı sonrası görevden alındığını hatırlattı. 

Erkan, son olarak faiz indirimi senaryosu için ise “Piyasa böyle bir algı edinirse bile liranın değer kaybı çok hızlanır” dedi. 

“Yukarı dönüş için hem CDS’lerde hem faizlerde hem de kurda sakinleşmeye ihtiyaç var”

Meksa Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Figen Özavcı Gümülcineli’ne göre ise Merkez Bankası, son toplantısında çoktan “önden yüklemeli faiz artırımı” yaptı. Beklentinin üzerindeki faiz artırımı sonrası yeni Başkan’ın açıklamaları da “faizlerin korunacağı” yönünde sinyaller verdi. 

Başkan Şahap Kavcıoğlu, 29 Mart’ta Bloomberg’e verdiği röportajda şunları söylemişti: 
 

Nisan veya sonrasındaki aylarda PPK kararıyla ilgili hemen faiz indirilecek şeklinde önyargılı bir yaklaşımı doğru bulmuyorum. Sonuçta para politikası kararları, Para Politikası Kurulunca, makro ekonomik gelişmelere yönelik mevcut bilgi ve veri seti dikkate alınarak verilmektedir. 

Hükûmet ile belirlenen orta vadeli yüzde 5 enflasyon hedefine sıkı sıkı bağlıyız ve bunun da sürdürülebilir büyüme için ne kadar önemli olduğunun farkındayım.

Merkez Bankası Başkanlığı’ndaki değişim sonrası yükselen tansiyonun Kavcıoğlu açıklamalarıyla bir miktar düştüğünü söyleyen Figen Özavcı Gümülcineli, “Yabancı piyasalar için aynı şeyi söyleyemem” dedi ve ekledi: 

Borsa’dan çok hızlı çıkış olmuştu. Bu çıkışın hızı bir miktar kesildi. BIST 30’da pozisyon artırılan hisseler de var. Faizin değişmeyeceği sinyali sonrası kurda da bir miktar gevşeme oldu. Yarın sürpriz bir karar çıkmazsa piyasalardaki tansiyon düşmesi devam edebilir. Ancak yukarıya dönüş olur demek için çok erken. 

Yukarı dönüş için hem CDS’lerde hem faizlerde hem de kurda sakinleşmeye ihtiyaç var. Henüz ‘ihtiyaç duyulan sakinlik geldi’ diyemem. 

Yalnızca Merkez Bankası kararı değil… 

Meksa Yatırım Genel Müdür Yardımcısı’na göre son günlerde piyasayı etkileyen tek faktör TCMB kararı değil. Jeopolitik riskler de artıyor. 

Karadeniz’deki Rusya-Ukrayna gerilimi sonrası, Rusya Savunma Bakanlığı’nın 15 donanma gemisini Hazar Denizi’nden Karadeniz’e göndereceğini açıklaması gibi… 

Bunun yanı sıra 12 Nisan’da CBS Televizyonu’na konuşan Amerikan Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, bu yıl faiz artırımının olası olmadığını ancak Amerikan ekonomisinin çok daha hızlı büyümeye başlayacağını söylemiş, ekonominin “dönüm noktasında” olduğunu ifade etmişti. Powell’ın bu açıklamaları dolar endeksini yükseltmişti. 

“Koronavirüs endişesi ve jeopolitik riskler Merkez Bankası kararının önüne geçmiş görünüyor” diyen Gümülcineli’ne göre piyasanın mevcut sükûnetini koruması için Merkez Bankası’ndan bir sürpriz gelmemesi gerek: 

Kurun düşmesi için ya içerideki döviz tevdiat hesabı olanlar faizin geldiği yeri bir şekilde cazip görecek ve buradan satmaya razı olacak, ya da yabancı yatırımcı giriş yapacak. 

Faiz değişmezse bir miktar yabancı girişi olma olasılığı var ama çıkışın devam ettiğini de söylemem lazım. 

Ve yine sakinleşme için hem enflasyonun düşüşü hem de bu düşüşle birlikte faizlerin düşme ihtimalinin ortaya çıkması gerek. 

“En az iki aya ihtiyaç var”

Gelecek iki ayda yüksek enflasyon beklentisi olduğunu hatırlatan Meksa Yatırım Genel Müdür Yardımcısı, “O nedenle de kur güçlü duruyor. Kur tarafında sakinleşmenin olması için en az iki aya ihtiyaç var gibi geliyor bana” dedi. 

“Dolar/TL, 7,70 lira altına düşmediği sürece net bir rahatlamadan söz edemeyiz”

İntegral Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Seda Yalçınkaya Özer’e göre ise Merkez Bankası’nın bir faiz kararından öte nasıl bir dil kullandığı ve piyasaya gelecekle ilgili nasıl bir yön çizeceği önemli olacak. 

Kurum olarak faizlerin yüzde 19’da sabit tutulmasını beklediklerini söyleyen Özer, Kavcıoğlu’nun açıklamalarında da bunun sinyalinin verildiğini hatırlattı. 

“Dolar/TL’de 7,70 lira seviyesinin altına düşüş olmadığı sürece net bir rahatlamadan bahsetmek mümkün değil” diyen Seda Yalçınkaya Özer “Dolar/TL’de eğilim yukarı yönde. Yükseliş eğilimi hız kaybetti ama bu, yükselişin bittiği anlamına gelmiyor. Borsa İstanbul’da da ‘Düşüşler bitmiştir, yükselişler başladı’ gibi bir ifadeyi söylemek oldukça zor” değerlendirmesini yaptı. 

Bloomberg HT canlı yayınında konuşan İntegral Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı, şunları söyledi: 

Kısa vadeli al-sat yapan yatırımcı için hızlı hareket etme ortamı yok. Merkez Bankası kararı sonrası pozisyon almak daha doğru olacak. Kredili işlemler için uygun ortam yok. Yüzde 100 nakdi piyasaya sokmak için de uygun ortam yok. Şu anda stratejik davranmak uygun olacaktır. Gökçen Tuncer / The Independentturkish 

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.