DOLAR

32,2015$% -0.01

EURO

34,9762% -0.12

STERLİN

40,9328£% 0.04

GRAM ALTIN

2.512,24%0,48

ÇEYREK ALTIN

4.076,00%1,48

BİTCOİN

฿%

İmsak Vakti a 03:45
İstanbul PARÇALI BULUTLU 21°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Alpaslan Çakar: 7 kamu bankasının hizmeti tek ATM’de toplandı

TBB Yönetim Kurulu Başkanı Çakar, “Sektördeki 7 bankanın (Ziraat Bankası, VakıfBank, Halkbank, Ziraat Katılım, Vakıf Katılım, Emlak Katılım ve PTT) işbirliğiyle TAM’ın hayata geçirmekten dolayı çok büyük memnuniyet duyuyoruz.” dedi.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Alpaslan Çakar, Uluslararası Finans Enstitüsü (IFF) ve TBB iş birliğiyle düzenlenen Sürdürülebilir Finans Forumu’nun açılışında konuştu.

Finans sektörünün, hem iklim değişikliğine neden olan, hem de bu değişimden etkilenen kırılgan sektörlere finansman sağlaması nedeniyle iklim risklerine yüksek oranda maruz kaldığını vurguladı.
Türk bankacılık sektörünün, sürdürülebilirlik ilkelerini en erken uygulamaya alan sektörler arasında yer aldığını söyleyen Çakar, ‘Sürdürülebilirlik Odaklı Yaklaşımın’ önemi arttıkça, bankaların bu alandaki rolünün de giderek daha kritik bir hal aldığını vurguladı.

Çakar, Türk bankacılık sektörünün bu konuda üzerine düşen görevi ziyadesiyle yerine getireceğini belirtti.

Son yıllarda dünyada yeni ve farklı sorunların yaşandığı bir dönemin yaşandığına işaret eden Çakar, jeopolitik gelişmeler, pandemi ve bölgesel gerginliklerin küresel finans sisteminin dinamiklerini değiştirdiğini belirten Çakar, “Özellikle salgın sonrası dönemde tedarik zincirlerinin aksaması, arz-talep dengesizlikleri, enerjideki fiyat artışları, iklim değişikliği gibi faktörler dolayısıyla küresel enflasyon yaşandı” dedi.

Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinden bağımsız olarak özellikle Avrupa ve ABD’de bankacılık sektöründe zorluklar yaşandığını belirten Çakar, “Krizler yeni düzenlemeleri ortaya çıkarırken finansal sisteme ilişkin risk kavramının da değiştiğini de görüyoruz. Salgının yaralarının sarılması ve özellikle hizmetler sektörü başta olmak üzere ekonomik aktivitedeki toparlanmanın sağlanması amacıyla, kamu otoritelerince atılan adımlar ve destekleyici tedbirler gelişmiş ülkelerde borçluluk oranlarının da yükselmesine yol açtı. Yaşadığımız bu gelişmeler sonucunda politika yapıcıları tarafından ciddi önlemler alınmış ve bu yönde atılan adımlar çözüm yolunda önemli fırsatlar getirmiştir” ifadelerini kullandı.

“Sera gazı emisyonunun artmasının ciddi ekonomik maliyetlere yol açacağı öngörülüyor”

Dünya genelinde yaşanan olumsuz gelişmelerin yaşattığı stresle birlikte çevre kirliliğine dair kaygıların ve çevreyi koruma yönündeki çabaların arttığını belirten Çakar, iklim değişikliği ve düşük karbonlu ekonomiye geçiş konusunda yapılan çalışmaların ortaya koyduğu iki ana noktaya dikkat çekti. Çakar, şunları kaydetti: “Birincisi; şu anda yapılan ekonomik analizler, sera gazı emisyonunun mevcut artış eğiliminin devam etmesi durumunda yüksek fiziksel zararlar ve ciddi ekonomik maliyetlerin ortaya çıkacağını öngörmektedir.

İkincisi, iklim değişikliğiyle mücadele ve daha sürdürülebilir bir ekonomiye geçişin, bölgeler, sektörler, firmalar ve özellikle daha kırılgan konumda bulunan bireyler açısından oldukça farklı etkilere sahip olacağı düşünülmektedir.

Finans sektörü, hem iklim değişikliğine neden olan, hem de bu değişimden etkilenen kırılgan sektörlere finansman sağlaması nedeniyle iklim risklerine yüksek oranda maruz kalmaktadır.

Belirtilen zararları asgari düzeye indirmenin yolu, birlikte proaktif önlemler alacak şekilde hedef odaklı hareket etmektir. “Hatırlanması gereken finans sektörünün sürdürülebilir bir dünyanın gelişmesi için kritik bir öneme sahip olduğudur.”

“Günümüz dünyasında ekonomik sürekliliği ve büyüme potansiyelini korumak adına kademeli ve düzenli bir yeşil dönüşüm zorunludur” diyen Çakar, “Bahsi geçen dönüşümün başarısı, bu alandaki yatırımların hayata geçirilmesine bağlıdır. Şu anda, yeşil projelere yönelik finansman büyük oranda sınırlı bir alana odaklanmış ve esas olarak gelişmiş ekonomilerde yoğunlaşmıştır.

Bu nedenle gelişmekte olan ülkelerde yeşil finansman olanaklarının artırılması hayati önem taşımaktadır. Bu ortamda, hükümetlerin liderliğinde, ilgili tüm paydaşların yeşil dönüşüme aktif olarak katkıda bulunmasına ihtiyaç vardır. Türkiye’nin yeşil dönüşüm sürecinde oynadığı rol ve attığı adımlar, Ulusal Katkı Beyanımız vb. çeşitli politikalar ve uluslararası iş birlikleri ile şekillenmektedir. Ülkemiz sürdürülebilir kalkınma ve çevre dostu teknolojilere geçiş yapmayı hedeflemekte, bu doğrultuda önemli girişimlerde bulunmaktadır. Adil ve kapsayıcı yeşil dönüşümün gerçekleşme sürecinde finans sektörünün dönüşümde liderlik üstlenmesi kritik öneme sahiptir” şeklinde konuştu.

Finans sektörünün, bilinçlendirici rol ile tüm paydaşları farkındalık sahibi olmaya yönelterek; dönüşümün daha sağlıklı, hızlı ve az maliyetli olmasına katkıda bulunacağını ifade eden Çakar, “Özetle, yeşil dönüşüme aracılık eden finans kurumları sundukları ürün ve hizmetlerle tüm kesimleri sürdürülebilirlik konusunda adım atmaya teşvik etmektedir. Türkiye Bankacılık sektörü, finansal kaynakların toplanması ve kullandırılmasındaki aracılık işlevinde olduğu gibi, iklim risk ve fırsatlarının doğru yönetilmesinde de dünyada ve Türkiye’de özel bir role sahip olduğundan, bankaların sorumluluk alanlarındaki konularda sürekli yeni adımlar atılmaktadır” dedi.

Bu çerçevede, 2009 yılında Türkiye Bankalar Birliğinde Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu’nu (SÇG) 2009 yılında oluşturduklarını hatırlatan Çakar, “Bankalarımızın temsilcilerinden oluşan bu ekip, iklim değişikliğiyle ilgili finansal riskleri proaktif bir şekilde ele almakta ve sürdürülebilir finans ve iklim riski alanlarında düzenleyici girişimlere rehberlik etmektedir. Finans sektörü olarak iklim değişikliği sorunları konusunda yurtiçi ve yurtdışında bulunan kurumlar, düzenleyici kuruluşlar, üyeler ve reel sektör temsilcileri ile tam bir uyum içerisinde çalışıyoruz. Ülkemizde Yeşil Dönüşümün gerçekleşebilmesi için kamu kurumlarıyla düzenleyici çerçevenin oluşturulması, uluslararası uygulamalarla uyumlu ulusal taksonomi ve yeşil varlık oranı çalışmaları ile iklim risklerinin sayısallaştırılması konularında öneriler hazırlıyoruz.

Yeşil finansmanın geliştirilmesine yönelik kredi ve borç mekanizmaları ile iklim risklerinin ölçülmesi ve yönetilmesine ilişkin rehberler hazırlıyoruz” diye konuştu.

7 kamu bankasının hizmeti tek ATM’de toplandı

TBB Yönetim Kurulu Başkanı Çakar, “Sektördeki 7 bankanın (Ziraat Bankası, VakıfBank, Halkbank, Ziraat Katılım, Vakıf Katılım, Emlak Katılım ve PTT) işbirliğiyle TAM’ın hayata geçirmekten dolayı çok büyük memnuniyet duyuyoruz.” dedi.
İstanbul Finans Merkezi’ndeki VakıfBank Genel Müdürlük’te düzenlenen Türkiye’nin ATM Merkezi (TAM) projesinin lansmanına Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, Bileşim AŞ Genel Müdürü Murat Hakseven ve çok sayıda kişi katıldı.

Çakar, bankacılık sektöründeki 7 bankanın işbirliğiyle Türkiye’nin ATM projesini hayata geçirmekten dolayı çok büyük memnuniyet duyduklarını belirtti.

Tam ATM platformuna dahil olan bankaların sahip oldukları ATM’lerin ülkedeki toplam ATM sayısının yüzde 36’sını, Türkiye’deki toplam ATM’lerde yapılan işlemlerin ise yüzde 40’ını oluşturduğunu belirten Çakar, şunları kaydetti:

“Böyle bir büyüklük eğitim işinin üretimi açısından büyük bir maharet gerektirdiği gibi bankalarımız ve müşterilerimiz açısından da çok önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu projeyle bankalarımız optimum sayıda ATM tahsisiyle satın alma ve operasyonel maliyetlerini azaltacak, daha etkin market yönetimi yapabilecek. Finansal erişimi kolaylaştırarak müşterinin memnuniyeti sağlayacaklardır. TAM ATM eğitim platformuna dahil olan banka müşterileri herhangi bir ücret, masraf ve herhangi bir şey ödemeyecekler. Bu proje hükümetimizin son dönemde başlattığı tasarruf tedbirleri dikkate alındığında ciddi bir adımla atılmış olacak. ATM’nin yazılımı, monitoring (izleme) gibi işbirliğinin önümüzdeki dönemde daha da yayılarak bütüncül bir eğitmen platformu haline gelmesini bekliyoruz. Bugün 7 bankayla hayata geçirdiğimiz bu platformun yayılarak daha farklı bankaların da sisteme katılacağını öngörüyoruz. Bu konuda birkaç bankanın da talepleri vardı. Bileşim AŞ Genel Müdürü Murat Hakseven’le de paylaşmıştım onlar ön görüşmelerini de yaptılar. Dolayısıyla bu platform bütün bankacılık sektörü adına daha da büyüyen bir mekanizma haline gelecektir.”

“TAM projesiyle üyeler masrafsız ve komisyonsuz işlem yapabilecek”

Bileşim AŞ Genel Müdürü Murat Akseven ise 2000’li yılların başından itibaren hızla gelişen ödeme sistemlerinin, yeni iş modelleri ile günlük hayatta önemli bir yer edindiği ifade etti.

Mobil bankacılık ve dijital kanalların aktif kullanımına dikkati çeken Akseven, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu durum zaman ve para maliyetlerine etki etmiştir. Kaynakların etkin ve verimli kullanımına yönelik bankacılık ve finans sektöründeki çabalar ATM ve pos cihazlarının ortak kullanımı gibi iş birliklerini ortaya çıkarmıştır. Ancak ATM’lerin ortak kullanımına yönelik bu işbirliklerinin müşteriye kurulan işlem setinin sınırlı olması ve yapılan işlemlerde diğer banka kart işlemlerinin düşük kalması sebebiyle arzu edilen seviyelerde gerçekleşmemiştir. Tüm kamu bankalarımızın işbirliği ve desteğiyle ülkemizdeki ve hatta dünyadaki tüm örnek uygulamalardan farklı olarak 7 kamu bankamızın ATM’lerin yer aldığı ortak bir ATM yazılımıyla yönetilen, müşterilerin para çekme, para yatırma ve bakiye sorma gibi temel fonksiyonlarla sınırlı kalmaksızın müşteri deneyimini değiştirmeden kendi bankasının işlem setiyle masrafsız ve komisyonsuz bir şekilde işlem yapabilmesine olanak sağlayan benzersiz bir yapı üzerinde çalışmış ve TAM projesini hayata geçirmiştir.”

Akseven, platformun teknolojik altyapı ve mimarisinin başka bankaları da bünyeye alacak şekilde tasarlandığına işaret etti.

Bu proje sayesinde merkezi ve saha operasyonlarının teknoloji, altyapı konularında ciddi tasarruflar sağlanacağını kaydeden Akseven, “Üye bankaların müşterileri şu an için 5 bin 600, yakın bir tarihte 19 bin TAM ATM’sine erişebilme ve işlem yapabilme imkanı elde edecekler.” diye konuştu.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0