Diebold, yeni ürününü Türkiye’de tanıttı

BEĞENDİM

Dünya çapında ATM’lerin ilk seri üretimini yapan ABD’li Diebold, Türkiye’yi, Avrupa bölgesinde odaklandığı üç özel ülkeden biri seçti. Pazara 2009 yılında PTTBank’a verdiği ATM’lerle giren ve 2012 yılında ATM servis pazarının önemli ismi Altus’u satın alarak yerleşen Diebold’un ülkemizdeki pazar payı yüzde 8’e ulaştı.
PTTBank işbirliğinden sonra Türkiye’ye yatırım yapma kararı alan Diebold, sonuçlardan memnun kalmış olmalı ki yeni ürünü ILT’yi ilk kez İstanbul’da görücüye çıkardı.
Bu yıl İstanbul’da düzenlenen “Teller Automation and Branch Cash Management” (Gişe Otomasyonu ve Şube Nakit Yönetimi) başlıklı toplantıya katılan Diebold, yeni ürünü ILT’yi burada bankacılarla buluşturdu. Toplantıya katılmak üzere İtalya’dan İstanbul’a gelen Diebold EMEA Direktörü Niccolo Garzelli ile dünya ve Türkiye pazarını, yeni ödeme sistemlerini konuştuk. Garzelli, yeni ATM’leri ILT’nin bankacılık sürecine nasıl katkı yapacağını da ilk kez PSM okurlarıyla paylaştı…

Türkiye pazarına geç girdiniz ancak hızlı bir gelişme gösterdiniz? Giriş hikayenizi ve bugün geldiğiniz noktayı paylaşır mısınız?

Diebold, dünyada ilk ATM’yi üreten şirket olmasına karşın Türkiye gibi gelişen bir pazara 2009 yılında PTTBank ile yaptığımız işbirliğiyle girdi. O dönemde PTTBank’a önce 830, ardından da toplamda 1000’e ulaşan ATM tedarik etti. PTTBank’a sadece ATM satmadık, hizmet ve servis desteği de verdik. Bu iş bize Türkiye’deki potansiyeli gösterdi. Daha sonra Vakıfbank ve Bank Asya ile de çalışmaya başladık. Diebold’un her bölgede özel önem verdiği, odaklandığı ülkeler vardır. Türkiye’de 2009-2010 yıllarında bu ülkeler arasına girdi. Buna paralel olarak burada yatırım kararı aldık ve Altus’la ilgilenmeye başladık. İki yıl süren görüşmelerin ardından 2012 yılında Altus’u satın aldık. Bir ülkede şirketiniz olması demek verdiğiniz hizmetlerin de artması anlamına geliyor. Şu anda Türkiye’de en büyük birden fazla üreticiye hizmet veren bir yapı oluşturduk. 200’den fazla çalışanımız var. Ve pazar payımız da yüzde 8’lere ulaştı.

Türkiye’nin Diebold çatısı altındaki büyüklüğü nedir?

Türkiye, EMEA dediğimiz Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesinden oluşan yapılanma içinde yer alıyor. Toplam pazara baktığımızda Avrupa’da kurulu ATM sayısı açısından değerlendirdiğimizde 5 ya da 6’ncı sırada yer alıyor. Diebold açısından değerlendirirsek Türkiye’yi, çalışan sayısında Fransa’dan sonra 2’nci, pazar yani bizim etkinliğimiz olarak bakarsa 3 ya da 4’üncü sırada olduğunu söyleyebilirim. Bu da bizim açımızdan nasıl bir öneme sahip olduğunu gösteriyor.

Yine Türkiye açısından değerlendirirsek ileriye dönük hedefleriniz nedir?

Biz halka açık bir şirket olduğumuz için rakam ifade edemem. Ancak net olarak şunu söyleyebilirim: 2014’te de Türkiye bizim için özel önem verilmesi gereken, odaklandığımız ülkelerden biri olmaya devam edecek. Ülkede her yıl satılan yeni ATM’lerin yüzde 30’unu karşılamayı hedefliyoruz. Bu da her yıl pazar payımızı artırma isteğimizi ortaya koyuyor. Önem verdiğimiz tek konu ATM satmak değil; Türkiye’de tüm organizasyonumuz içinde oldukça güçlü bir servis ve destek ekibimiz var. Müşterilerimize ve diğer üreticilerin cihazlarını kullananlara saha servisi, yazılım ve danışmanlık hizmeti de veriyor; buradaki payımızı da artırmak istiyoruz.

Diebold, teknoloji ve inovasyona önem veren bir şirket. İstanbul’a da yeni bir ürünle geldiniz. Nedir bu yeni cihazın özellikleri?

Aslında yepyeni bir konsept. Tanıtımını 2014 yılında yapacağız ancak önce İstanbul’da ilk kez gün yüzüne çıkardık. Tüm dünyada yaşanan şube transformasyonuna destek verecek bir ürün. Şubelerdeki yeniden yapılanmanın bir unsuru olarak tasarlandı. ILT adlı bu ürün, sokakta değil şube içinde olacak. Bir banko olarak düşünün; yüzü müşteriye dönük. Şubeye gelen müşteri, bu cihazla bankacılık işlemlerini hızlı olarak yapabilecek. Eğer bir görevliye ihtiyaç duyarsa banka çalışanıyla irtibata geçebilecek.

Şubelerde yaşanacağını söylediğiniz bu transformasyon hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bankaların şu ana kadar olan stratejileri müşteriyi banka dışına çıkarmaktı, müşteri sokaktaki ATM’den, internet şubesinden ya da telefon bankacılığından yararlansın, şubeye gelmesin bizim de maliyetlerimiz düşsün yaklaşım vardı. Artık bu yavaş yavaş terk ediliyor. Çünkü bankalar müşterileriyle olan bağlantılarını, ilişkilerini kopardı. Artık müşteriye temel bankacılık hizmetleri dışında diğer ürünleri satmakta zorlanır oldular. İşte ILT, bu dönüşüme hizmet edecek. Bir banka müşterisini işlemini kendisi yapmak istiyorsa dahi şubeye girecek, ILT ile işini yapacak. Ancak şubede iletişim de kurulacak, isterse yardım alacak, yeni ürünleri tanıyacak ve pazarlamaya daha elverişli bir ortam hazırlanmış olacak.
Buradaki toplantıda bazı Türk bankaları da yeni şube konseptlerini anlattılar. Hepsi aynı şeyi istiyor: “Müşterimiz şubeye gelsin ama maliyetlerimiz de artmasın.” Bu sadece Türkiye’ye özgü değil, tüm dünyada başlayan bir trend. Bankacılık sürekli olarak bir yenilenme içinde, bu yeni ürünümüz de bugünkü değişimin bir parçası olacak.

ATM teknolojilerinde ileride nasıl yenilikler göreceğiz?

Teknoloji her ürünün ömrünü kısaltıyor. ATM’lerde eskiden hala da kullanılıyor tuşlarla işlem yapılıyor. Ancak artık tablet bilgisayarlarda olduğu gibi dokunmak ekranlar yaygınlaşacak. Bir sonraki aşamada mobil teknolojiyle entegre hale gelecek bunun ardından da parmak izi, el izi, retina okuma gibi kişiye özgü teknolojiler yaygınlaşacak. Artık herhangi bir banka kartına gerek kalmadan parmak izinizle bu işi yapabileceksiniz.
Türkiye’de bazı bankalar tarafından kullanan bu tarz ATM’ler var ve yaygınlaşacağını düşünüyoruz. Bir sonraki aşamada video teknolojisi olacak. Düğmeye basıp banka görevlisiyle yüz yüze konuşabilir, soru sorabilir ya da bazı ürünler hakkında bilgi alabilirsiniz. Zaten bunların bir kısmı bazı bankalar tarafından pilot olarak kullanılıyor.

ILT ile imza da atılabiliyor

Diebold’un yeni ürünü ILT ile para çekme, para yatırma, bozuk para üstü alma, barkod okutarak fatura ödemenin yanı sıra çek bozdurma gibi imza gerektiren birçok işlemi de yapmak mümkün. İmza için ayrılan özel bir bölüm var. Müşteri bu bölümdeki kalemi kullanarak imzasını attığında, cihaz hemen banka kayıtlarındaki orijinal imzayla karşılaştırıp kontrol ediyor, doğruysa onayı veriyor.
Diebold, ILT ile hem otomasyon hem de içerdeki görevlilerin aynı anda hizmet verebileceği bir konsept yaratmış durumda. Niccolo Garzelli, “Bu ürünü öncelikli olarak Türkiye gibi pazarlarda sunacağız. Çünkü Türkiye yenilikçiliğe ve teknolojiye oldukça meraklı ve bu tür ürünlerin kullanım oranı yüksek” diyor. Garzelli, bankaların bu fonksiyonlara isteğine göre yeni eklemeler yapmasının da teknolojik olarak mümkün olduğunu belirtiyor.

Türkiye ATM pazarı her yıl yüzde 17 büyüyor

Diebold Türkiye’yi Bülent Tellioğlu yönetiyor. Uzun yıllar sektörde profesyonel yöneticilik yaptıktan sonra 2009’da Altus’u kuran Tellioğlu, şirketini sattıktan sonra Diebold’un yöneticisi olarak görevine devam ediyor. Tellioğlu, Türkiye ATM pazarını şöyle değerlendiriyor:
“Türkiye, kurulu altyapı anlamında Avrupa’da ilk sıralarda yer alıyor. Ancak Türkiye’yi diğer ülkelerden ayıran önemli bir özellik var. O da sürekli büyüyen bir pazara sahip olması. Biliyorsunuz, biz kendi krizimizi dünyadan önce yaşadığımız için hem finans hem de diğer sektörler daha güçlü durumda. Ve 2007’den bu yana sürekli çift haneli büyüyen bir ATM pazarı var. Her yıl ortalama yüzde 17-18 büyüyoruz. Kısaca ATM pazarı her şeyden hızlı büyüyor.
Evet, Avrupa’da büyüyen ülkeler de var ama neredeyse tamamı tek haneli. Bir kısmı ise ekside. Türkiye’de daha yapacak çok iş var. Geniş bir coğrafya, genç ve kalabalık bir nüfus, teknolojiye yatkın bir ülke… Örneğin recycle denen cihazlar var. Bu ATM’lere tek bir yerden para yatırılıp çekiliyor. Yani benim yatırdığım parayı bir sonraki müşteri çekebiliyor. Bu da bankaların ikmal sıklığını azaltıyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde yokken Türkiye’de yaygın. Geleceğin teknolojisi olarak isimlendirdiğimiz ATM’lerin bir bölümü de pilot uygulaması da olsa Türkiye’de var. Dünyada ise Çin’in dışında Brezilya ve Rusya çok hızlı büyüyen pazarlar arasında yer alıyor.”

Kasa üreterek başladı…

1859 yılında ABD’nin Ohio kentinde kurulan Diebold, kasa şirketi olarak faaliyetlerine başladı. 1959 yılında seri ATM üretimine başlayan şirketin dünya çapında 2 milyonun üstünde cihazı bulunuyor. Çin, ABD, Brezilya, Hindistan ve Macaristan’da üretim tesisleri olan şirketin çalışan sayısı 17 bine yakın. Şirketin cirosu ise 3 milyar dolar düzeyinde… Şirket, pazar payı olarak ABD kıtasında lider, Asya Pasifik bölgesinde 2’nci, Avrupa ve EMEA bölgesinde ise üçüncü sırada yer alıyor.