“Dijital bankacılıkta en sevilen kurum olmak istiyoruz”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

PSM DERGİSİ

BankPozitif Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Kork, bankacılık ve FinTek sektörünün 2023 yılı performansını değerlendirip 2024 yılı beklentilerini açıkladı.

“Finans sektörü, FinTek şirketleriyle birlikte dijitalleşme, müşteri odaklı hizmetler, daha iyi veri kullanımı ve daha hızlı inovasyon gibi alanlarda önemli bir dönüşüm yaşayacak” diyen Kork, geçen yıl grup bünyesine kattıkları BankPozitif özelindeki gelişmeleri de PSM okurlarıyla paylaştı…

Deprem felaketiyle başlayan zor bir yılı geride bıraktık. Türk bankacılık sektörü 2023 yılını nasıl geçirdi? Grubunuz adınıza güzel gelişmeler olduğunu biliyoruz. Bu vesileyle BankPozitif’in performansını da öğrenmek isteriz?

Geçen yılın başında yaşanan deprem felaketinde maalesef 50 binin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu vesileyle vefat edenlere tekrardan Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum.
Felaketin ardından mayıs ayında da bir seçim süreci yaşadık. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu süreçten zaferle çıkarak 5 yıl daha ülkemizi yönetmeye hak kazandı. Seçim sonrası Türkiye Yüzyılı’na start verilirken Türk bankacılık sektörü, sağlam ve güven veren yapısıyla Türkiye ekonomisi için önemli bir istikrar abidesi haline geldi. Aktif kalitesi, sermaye yapısı ve likidite yeterliliği bakımından oldukça iyi durumda olan bir sektörden bahsediyorum.

BDDK verilerine göre, Türk bankacılık sektörü geçen yıl 21.8 trilyon TL’lik aktif büyüklüğe erişti. Sektörün toplam kredileri de bu dönemde 11 trilyon TL’yi buldu.
2023 bizim açımızdan da güzel bir yıl oldu. BankPozitif, yoğun bir çalışmanın sonucunda ailemize katıldı. Bankamız bu süre zarfında hem sektörden hem de özel bankalardan olumlu yönde ayrıştı.
Kurulduğu günden bu yana Türkiye ekonomisine 7.4 milyar doların üzerinde kredi sağlama başarısına imza atan BankPozitif, yılın üçüncü çeyreğinde 1 milyar 257 milyon TL aktif büyüklüğe ulaştı. Veriler henüz KAP’a bildirilmediği için açıklayamıyorum ama dördüncü çeyrekte ve 2023 genelinde de aktif büyüklüğümüz artarak çok daha iyi bir seviyeye geldi.

Öte yandan müşterilerimize kalıpların dışında çözümler sunmaya devam ettik. Mobil uygulamamızı yeniliyoruz. BankPozitif Mobil yakında yeni arayüzü ve ürünleriyle müşterilerimizin hizmetinde olacak. Hizmet aralığımızı da haftanın 7 günü gece 00.00’a kadar olacak şekilde genişletiyoruz. Önümüzdeki günlerde çok güzel haberler vereceğimizi de buradan duyurmuş olayım.

“BankPozitif Mobil yakında yeni arayüzü ve ürünleriyle müşterilerimizin hizmetinde olacak. Hizmet aralığımızı da haftanın 7 günü gece 00.00’a kadar olacak şekilde genişletiyoruz.”

ÜLKEMİZE DAHA ÇOK YATIRIM GETİRİP İSTİHDAMI ARTIRACAĞIZ

2024 yılı için nasıl bir projeksiyon belirlediniz? Hedefler büyük, hem bankacılık hem de FinTek sektörü adına neler bekliyor bizi?

Türk bankacılık sektörü adına atılan adımların etkisini 2024 yılında net bir şekilde göreceğimize inanıyorum. Yeni dönemde enflasyondaki artış hızının gerilemesi, TL varlıklara yönelik talebin artması ve öncü göstergelerdeki belirgin iyileşmeyle ekonomiye güvenin daha da artacağını ve son zamanlarda başlayan sermaye girişinin hızlanabileceğini düşünüyorum.

FinTek tarafına gelecek olursak, orası bir derya zaten. FinTek’ler yenilikçi teknoloji ve çözümleriyle tüm dünyada finans sektörünü dönüştürmeye devam ediyor. FinTek’lerin oluşturduğu pazar değeri 5 yıl önce 11.8 milyar dolardı. Bu tutar 2023 sonu itibarıyla 270 milyar dolara yaklaştı.

Ödemeler, FinTek’lerin dijitalleştirerek dönüştürdüğü alanların başında geliyor. FinTek’ler, işletmelerin ödeme süreçlerini de kolaylaştırıp optimize ediyor. Ödeme geçmişlerini yönetmek, faturalandırmayı otomatikleştirmek, sanal kartlar oluşturmak, masrafları takip etmek gibi çeşitli ticari çözümler sunuyorlar. Bu sayede işletmelerin verimliliği artarken maliyetleri düşüyor.
FinTek’lerin dönüştürücü etkisini en iyi ortaya koyan bir diğer alan da açık bankacılık. Küresel açık bankacılık pazar büyüklüğü 2022 yılında 21.3 milyar dolara yükseldi.
Gelecekte FinTek şirketlerinin daha fazla inovasyon ve geliştirme yapması bekleniyor. 2024 içerisinde yapay zeka, büyük veri ve bulut bilişim teknolojileri gibi alanlardaki gelişmeler FinTek şirketlerinin daha iyi hizmetler sunmasını sağlayacak. Ayrıca açık bankacılık uygulamalarının daha da yaygınlaşması ve FinTek şirketleri ile geleneksel bankalar arasındaki iş birliği ve ortaklık sayısının artması bekleniyor.

Finans sektörü, FinTek şirketleriyle birlikte dijitalleşme, müşteri odaklı hizmetler, daha iyi veri kullanımı ve daha hızlı inovasyon gibi alanlarda önemli bir dönüşüm yaşayacak. Bu dönüşüm finansal hizmetlerin kapsamını genişletecek, daha uygun maliyetli ve daha iyi hizmet kalitesi daha geniş kitlelerle buluşacak.

Düşünebiliyor musunuz, herhangi bir bankada bulunan hesap bilgilerinizi başka bir bankadaki mobil uygulama üzerinden görüntüleyebiliyorsunuz. Hesap bakiyenizi, hesap hareketlerinizi görebiliyor ve bu hesaplardan bir ödeme hizmeti de başlatabiliyorsunuz. Zaman içerisinde bunun kapsamı genişleyecek.

Açık bankacılığın sektör için bir sınır değil, finansal çözümlerin çok daha genişlemesi, hayatın ihtiyaç duyulan her yerine entegre edilmesi açısından önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Regülasyonların bize tanıdığı fırsatı ülkemize daha fazla yatırım getirmek, döviz girdisi ve istihdam sağlamak için kullanacağız.

FinTek’ler deyim yerindeyse finans sektörünü yeniden tanımlıyor. Siz de Türk bankacılık sektöründe önemli bir yeri olan, önemli bir bankayı satın aldınız geçen yıl. BankPozitif ile hedefleriniz neler?

Türkiye’nin büyüme yolculuğuna momentum kazandırmayı sürdüreceğiz. BankPozitif, 25’inci yaşında da ne mutlu ki Türkiye ile beraber büyüyor. Cumhuriyetimizin 100’üncü kuruluş yıl dönümünü kutladığımız 2023’te nasıl ki ülkemize sağladığımız destekte hız kesmediysek önümüzdeki süreçte de vites yükselterek yolumuza devam edeceğiz.

BankPozitif, cumhuriyetin ikinci yüzyılında da ekonomiyi desteklemeyi sürdürecek. BankPozitif olarak Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ve ekonomi yönetiminin yanında olduğumuzu da bir kez daha ifade etmek isterim. Uygulanan politikaların başarıya ulaşması için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. Şunu her zaman söylüyorum: Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı “yatırım yüzyılı” olarak da anılacak. Bizler de bu dönemde Türkiye ekonomisine katkı sağlamaya ve reel sektöre güçlü destek vermeye devam edeceğiz.

Kendimizi “bankacılık lisansına sahip bir teknoloji şirketi” olarak tanımlayarak kurum kültüründen teknolojik altyapıya kadar her alanda dijitalleşmeye bütüncül yaklaştık. Türkiye’nin dijital bankacılıkta en sevilen kurumu olma yolunda önemli adımlar atacağız. Yatırımlarımızı dijital bankacılık odağında şekillendirerek büyüyeceğiz. Müşterilerimize uçtan uca, zahmetsiz ve üstün bir deneyim sunmaya, rekabetçi değer önerilerimiz ve sektör lideri ürünlerimizle fark oluşturmaya devam edeceğiz.

Artık kullanıcılar, hangi ürün ya da hizmeti alırsa alsın hızlı, basit, uçtan uca pürüzsüz ve kişiselleştirilmiş bir deneyim istiyor. Yeni nesil bankacılık da bu ihtiyaçları karşılamak üzere şekillenmeye devam edecek. Yapay zeka teknolojilerinin rolü artacak. Akıllı bankacılık robotlarının becerileri artacak ve müşteri beklentilerini daha düşük maliyetle daha verimli bir şekilde karşılamamız için önemli bir kanal haline gelecek.

“Türkiye’nin dijital bankacılıkta en sevilen kurumu olmak istiyoruz. Yatırımlarımızı dijital bankacılık odağında şekillendirerek büyüyeceğiz. Müşterilerimize uçtan uca, zahmetsiz ve üstün bir deneyim sunmaya, rekabetçi değer önerilerimiz ve sektör lideri ürünlerimizle fark oluşturmaya devam edeceğiz.”

67 ÜLKENİN MERKEZİ KONUMUNDAYIZ

Doğrudan yabancı yatırımların Türkiye’ye gelmesi için özel bir çaba gösterdiğinizi biliyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Körfez seyahatlerine de iştirak ettiniz. Türkiye sizce nasıl bir potansiyele sahip, hedeflenen seviyede yabancı yatırımı ülkemize çekebilir miyiz?

Türkiye, ekonomide attığı adımlar ve siyasi istikrarla uluslararası doğrudan yatırımların odak noktası haline geldi. Uluslararası doğrudan yatırımlarda yüzde 1.5 pay alma hedefimiz var ve buna ulaşabileceğimize canı gönülden inanıyorum.
Türkiye’nin jeopolitik durumuna bakıp 4 saatlik uçuş mesafesiyle ulaşabildiğimiz hedef kitleyi düşündüğümüzde, uluslararası yatırımlara açık bir noktadayız. 67 ülkenin merkezi konumundayız. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük bir çabası var.
Özellikle Körfez ülkelerine önemli ziyaretler gerçekleştirdi. Milyarlarca dolarlık yatırım anlaşmaları yapıldı. Türk yatırımcısına büyük bir ilgi var o coğrafyada. Ülkemize de ciddi derecede ilginin olduğunu söyleyebilirim.
Türkiye, jeostratejik konumu, gelişmiş üretim kabiliyetleri, uluslararası serbest ticaret ağları ve vasıflı iş gücü sayesinde, çok uluslu şirketler için güçlü ve güvenilir bir ortak konumunda. Örneğin, Türkiye’de Birleşik Arap Emirlikleri sermayeli 600’e yakın şirket faaliyet gösteriyor. İki ülke arasında 50 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşılabileceğine inanıyorum.

Yatırımlar açısından cazip koşullar sunan ülkemiz için Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı, yatırım yüzyılı olacak bundan hiçbir şüphem yok. Sadece Körfez’den değil Avrupa’dan da ciddi sermaye akışı bekliyorum. Avrupalı firmalar sadece Türkiye’de birleşme ve satın alma yoluyla değil, mevcut yatırımlarını genişleterek veya yeni yatırımlar yaparak ülkemize girişlerini sürdürecektir.
YASED verilerine göre yabancı yatırımcıların Türkiye’de sadece önümüzdeki 6 ay içinde 18.6 milyar dolar değerinde ilave bir yatırım potansiyeli bulunuyor. Yakın zamanda Türkiye’nin bölgesel bir üretim, hizmet, yönetim ve ticaret merkezi olma yolundaki potansiyeliyle dünyada en fazla uluslararası doğrudan yatırım çeken 10 ülke arasına gireceğine inanıyorum. Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz haftalarda da uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye’nin not görünümünde revizyona gitti. Ülkemize uluslararası doğrudan yatırımların başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere hızlanacağını düşünüyorum. Yabancı yatırımcı girişlerinin hızlanacağı, yeni başarı hikayelerinin yazılacağı bir döneme giriyoruz. Artan döviz rezervleri, gerileyen cari işlemler ve dış ticaret açığı, rekor kıran ihracat, güçlü büyümenin etkileri ve CDS priminin 300’ün altında seyretmesi uluslararası kuruluşların dikkatini çekiyor. Türkiye, Fitch Ratings ve S&P gibi diğer derecelendirme kuruluşlarından da olumlu tepkiler alıyor.

“Yakın zamanda Türkiye’nin bölgesel bir üretim, hizmet, yönetim ve ticaret merkezi olma yolundaki potansiyeliyle dünyada en fazla uluslararası doğrudan yatırımı çeken ilk 10 ülke arasına gireceğine inanıyorum.”

DÜŞÜK NLP ORANINDA DÜNYA BEŞİNCİSİYİZ

Türk bankacılık sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Küreselde de enflasyonla mücadele edilen zor bir dönemden geçiyoruz. Bankacılık sektörü bu zorlu süreçte nasıl bir performans gösterir?

Geleceğe pozitif bakıyorum. Cari denge tarafında herhangi bir tehdit yok. Söylenenlerin aksine bankacılık sektörümüzün daha hızlı bir büyüme kaydedeceğini düşünüyorum. Bankalar çok sağlam ve sağlıklı durumda zaten. Son yıllarda sorunlu kredi girişi görmedik desem yeridir. Batık kredi yok. Türk bankacılık sektörünün NPL oranları da ortada. 2023 zor bir yıl olmasına rağmen NPL oranları tarihi dip noktasına geriledi. 2024’ün daha iyi bir yıl olacağı kanaatindeyim. Hane halkı ve şirketlerin kredileri geri ödeme eğilimleri oldukça yüksek. Türk insanı ve şirketleri borcuna sadık. BDDK verilerine göre, Türkiye NPL oranında dünyada en iyi performans gösteren 5 ülke arasında. Avrupa ortalaması yüzde 2.3 iken, NPL oranı bizde yüzde 1.5 seviyelerinde. Standartların üzerindeyiz. Güçlü sermaye ve gelişmiş risk sistemleriyle bu süreç çok daha iyi yönetilecektir. Bundan hiçbir şüphem yok.

Yeni nesil finans teknolojilerinde iki konu çok konuşuluyor: Büyük veri ve yapay zeka… BankPozitif olarak bu teknolojilere yaklaşımınız nasıl, ne şekilde istifade etmeyi planlıyorsunuz?

Artık otomasyonun, blokzinciri (blockchain), yapay zeka gibi birçok yeni teknolojinin hüküm sürdüğü bir alan bankacılık. Türk bankacılık sektöründe dijitalleşme ve yapay zeka ile birlikte paradigma değişikliği yaşandığını söyleyebilirim. Sektörümüz ayrıca Avrupa’daki, dünyadaki birçok bankaya bu manada örnek teşkil eden bir yapıya sahip. Özellikle BDDK’nın dijital bankacılık düzenlemeleri, Avrupa’daki, dünyadaki benzer uygulamalara hakikaten önderlik edebilecek düzeyde. Veritabanı, çoklu doğrulama, işlem geçmiş kayıtları ve özellikle şifreleme teknolojilerini yakından ilgilendiren blokzinciri, bankacılığa doğrudan ve dolaylı olarak çok ciddi bir etki oluşturacak. Sektörde önümüzdeki süreçte daha da yaygınlaşacaktır.

Bir diğer konu da sanal gerçeklik. Bu tarz teknolojilerin çok hızlı bir yükselişte olduğunu görüyoruz. Bunların kullanıcı deneyimi konusunda önemli etkileri yaşanmaya başladı. Grafik işlemcilerinin ve OLED ekranların maliyetlerinin düşmesi bu teknolojinin yayılma hızını da artırıyor. Bankacılık sektörünün de bundan etkilenmesi kaçınılmaz.

BankPozitif zaten dijitalleşme temelleri üzerine kurulmuş bir banka. Müşterilerimizin yüzde 100’ünü dijital kanallardan finanse ediyoruz. Bir dönem şube açma yarışına giren bankalar, şimdilerde şubeleri nasıl azaltabileceklerinin hesabını yapıyor. Bizse kurulduğumuz günden bu yana geleneksel kanalları minimum seviyede tutarak, hayatın tüm koşturmacası içinde müşterilerimizi banka şubesine kadar yormayan, şube gibi klasik kanalları kullanmayan yeni nesil bir banka olmayı tercih ettik. Önümüzdeki süreçte de yenilikçi teknolojilerle hizmetlerimizi geliştirmeye devam edeceğiz. Akıllı ve özel içeriklerle müşteri deneyimini en üst noktaya taşıyacağız.

Sizce Türkiye’deki bankacılık teknolojisi ne durumda? Dünyayla kıyaslamaya kalksanız Türkiye’yi nerede konumlandırırsınız?

Çocukluğum ve gençliğe adım attığım dönemler farklı coğrafyalarda geçti. Hem Körfez’de hem de Avrupa’da eğitim gördüm. Birçok ülkede bulunma fırsatım oldu. Bu ülkeleri ekonomisinden sosyolojisine kadar birçok konuda gözlemleme şansı buldum. Ama Türkiye kadar aktif, krizlere karşı bağışıklığı güçlü ve hızlı çözümler geliştiren bir ülke görmedim.
Ülkemiz gerçekten demografik ve coğrafi özellikleri, güçlü ekonomisi, katma değeri yüksek üretim gücü sayesinde geçmişte olduğu gibi gelecekte de her türlü zorluğun üstesinden gelebilecek dinamik bir yapıya sahip. Bu durum bankacılık teknolojisi için de geçerli. Düzenleyici kurumların yerinde ve çok haklı uygulamaları sektörü diğer birçok sektörden daha avantajlı bir konuma getirdi. Bu alanda yetişmiş insan gücünün gelişimi, özellikle de genç nüfusun olumlu katkısıyla Türkiye’de bankacılık teknolojik altyapısı ve inovasyon odaklı yaklaşımıyla sadece bölgede değil tüm dünyada çok özel bir konuma sahip.

“Çocukluğum ve gençliğe adım attığım dönemler farklı coğrafyalarda geçti. Hem Körfez’de hem de Avrupa’da eğitim gördüm. Birçok ülkede bulunma fırsatım oldu. Türkiye kadar aktif, krizlere karşı bağışıklığı güçlü ve hızlı çözümler geliştiren bir ülke görmedim.”

AÇIK BANKACILIK VE ÖDEME SİSTEMLERİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME ZAMANI