Dijital Tsunami Paneli

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Salgın süreci de gösterdi ki insanlar artık teknolojik yeniliklere çok daha hızlı adapte olabiliyor. Başta uzaktan çalışma olmak üzere birçok “yeni normal” ile tanıştık, tanışmaya da devam ediyoruz. Dijitalleşme, deyim yerindeyse bir tsunami gibi ilerleyip yayılıyor. Risklerin yanı sıra önemli fırsatları da barındıran bu tsunamide yıkılmayıp ayakta kalabilenler geleceği tasarlayacak. Peki dijitalleşmenin odağında yer alan teknoloji ve finans şirketleri dijital tsunamiye nasıl hazırlanıyor, ne gibi aksiyonlar alıyor? İşte “Dijital Tsunami” ana temasıyla düzenlenen PSM AWARDS’22 organizasyonunun ödül töreninde, bu sorulara yanıt aranan önemli bir panel yapıldı.

Payten Türkiye Ülke Lideri ve Paratika CEO Burak Kutlu, BELBİM Pazarlama ve Müşteri Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Ceyda Ünal, Lidio CEO’su Emre Güzer, SFS Yazılım ve Danışmanlık Genel Müdürü Murat Atıcı, Architecht Genel Müdürü Ökkeş Emin Balçiçek, Sipay CEO’su Semih Muşabak ve Turk Finansman A.Ş. Genel Müdürü Semra Demircioğlu, BloombergHT Finansal Teknoloji Programı Sunucusu Sefer Yüksel moderatörlüğünde dijitalleşmenin geldiği seviyeyi tartışıp öngörülerini paylaştı.

Panelle ilgili tüm ayrıntılar, PSM dergisinin şubat sayısında yayınlanacak. İşte panel konuşmacılarının sektörel değerlendirmeleri…

Burak Kutlu
Payten Türkiye Genel Müdürü ve Paratika CEO’su

“Konsolidasyon olmayacak, aksine yeni oyuncular katılacak”

Evet, dijitalleşme bir tsunami gibi geldi ve hız kesmeden esmeye devam edecek. Dünyada e-ticaret pazarının 5.5 trilyon dolara ulaştığı bir dönemdeyiz, 2025 sonuna kadar bu rakamın 7.3 trilyona çıkması bekleniyor. Dünyadaki internet kullanıcılarının yarıdan fazlası en az haftada bir online satın alım yapıyor. Türkiye de yüzde 65.7 ile haftalık online alışveriş yapan ülkeler arasında ikinci sırada. Ekim 2022 sonu itibarıyla Türkiye’de kartla yapılan ödemeler 2021’in aynı dönemine göre yüzde 129 artışla 377 milyar TL’ye ulaştı.

Sektörde oyuncu sayısı arttı. Bu bizim için oldukça güzel bir gelişme. Konsolidasyona gitmek yerine daha çok niş alanlarda tüketicinin ihtiyacı olan, ya da yeni faydalar sağlayacak yenilikçi ürünler hayata geçecek. Müşterilerini dinleyen, anlayan, yenilikçi ürün ve hizmetler geliştiren ve bunları en hızlı şekilde hayata geçiren ödeme sağlayıcılar avantaj elde edecek.

Ceyda Ünal
BELBİM Pazarlama ve Müşteri Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı

“Odağına insanı alan ve veriyi daha iyi koruyabilenler öne çıkacak”

Bu hızlı değişim ve dönüşüm sürecinde tüm fırsatlar ve tehditler insan odaklı olacaktır. İnsanı odağa alan şirketler ayakta kalabilirken odağından insanı kaldıran kurum ve kuruluşların piyasadan silineceğini düşünüyorum.

Bu dönemde veriyi korumak veri işlemekten daha önemli bir hale geldi. Veri güvenliği konusuna odaklanan ve bu alanda güçlü yatırımlar yapan şirketlerin öne çıkacağı yıllar bizi bekliyor.

Ödeme sistemlerinde tüm sektörün kullanıcı deneyimine odaklanmış durumda. Örneğin, görüntülü ve şubeye gitmeden birçok işlemi uzaktan yapabiliyor olmak kullanıcı memnuniyetini en üst seviyelere taşıyor. Ekonomik konjonktürü göz önünde bulundurduğumuzda, dijital ekosisteme yön verecek trendlerin dijital bankacılık kanallarında atılacak adımlar üzerinden gelişeceğini düşünüyorum.

Emre Güzer
Lidio CEO’su

“Dijital doğan girişimcilerin önceliği kârlılık ve nicel büyüklük olmayabilir”

Özellikle genç nesil teknolojiye çok hızlı adapte oluyor. Türkiye’de de durum pek farklı değil. Türkiye, teknolojiyi erken benimseyen ülkeler arasında yıllardır başı çekenlerden biri. Salgın, genç nesil gibi teknolojinin içinde doğmamış, “geçiş nesli” olarak adlandırdığımız 50 yaş üzerinde yaşadığımız nispeten daha ağır olan dönüşümü hızlandırarak bu nesli de sunduğumuz dijital servislere erişebilir kıldı. Özellikle regülasyonlarla da desteklenen yeni nesil iş yapış şekilleri günümüzün vazgeçilmezi durumunda ve görünen o ki bundan dönüş yok.

“Dijital doğan” diye nitelendirebileceğimiz girişimler, her zaman konvansiyonel şirketler gibi kârlı, büyük ağları olan, milyonlarca KOBİ ve/veya tüketiciye servisler götüren şirketler olmayabilir. Hatta ekip olarak da yeterince tecrübeli olmayabilirler. Genelde birkaç çarpanlı büyümeler sebebiyle girişim sermayelerinden aldıkları yatırımlarla kârlılığı ikinci hatta bazen üçüncü planda bırakarak büyümek zorundadır çoğu. Gerek girişimciler gerekse yatırımcıların bu gerçeği göz önüne alarak aksiyon almasında yarar var.

Murat Atıcı
SFS Yazılım ve Danışmanlık Genel Müdürü

“Yeni teknolojilerin birlikte kullanıldığı hibrit iş modelleri yolda”

Salgın sürecinde yeni bir dönemece giren sektör, son 2 yılı bütün zorluklarına rağmen önemli bir büyümeyle tamamladı. Bunu hem sigorta şirketlerinin hedeflerine ulaşmasından hem de yürüttüğümüz projelerin yoğunluğundan rahatça görebiliyoruz. Yeni normalleri inşa eden iş modellerinin arkasında güçlü teknolojik yapılandırmalar yer alıyor. Dijitalleşmeyle birlikte, SFS’nin hedef kitlesi olan sigorta firmaları ve bizler gibi teknoloji sağlayıcı şirketler için daha büyük fırsatlar oluşacağını düşünüyoruz.

Önümüzdeki 10 yılda özellikle yapay zeka teknolojileri sektörde önemli değişimlere yol açacak. Keza nesnelerin interneti, blokzinciri ve drone teknolojilerinin birçok sektörde yaygın olarak kullanıldığını göreceğiz. Hatta bu teknolojilerin bir arada kullanıldığı hibrit iş modelleri de kapımızı çalıyor.

Ökkeş Emin Balçiçek
Architecht Genel Müdürü

“Ekosistem olarak birlikte mücadele edersek başarılı olabiliriz”

Teknoloji, yapısı gereği bu tsunamiye en hızlı uyum sağlayabilen sektör. Bu avantaj talep artışı sağlarken teknoloji şirketlerini geliştiren itici bir güç oluyor. Bence asıl dev teknoloji firmalarının oluşturduğu dijital tsunamiyi konuşmamız gerekiyor.

Teknoloji devleri ellerindeki tuttukları 1 ila 3 milyar arasındaki müşteri kitlesini daha etkin kullanmaya başladı. Finansal sektörde önce ödemeler, ardından “şimdi al sonra öde” ile kredi, dijital kimlik ve kripto para olmak üzere hemen her alanda faaliyet göstermeye başladılar. Finans sektörü için asıl büyük tsunami bu taraftan geliyor. Bu tsunamiye karşı alınabilecek en önemli önlem ise dijitalleşmeyi bir ekosistem kurarak yapabilmeyi başarmak. Ayrıca açık bankacılık, açık finans ekosistemiyle bu tsunaminin bir parçası olmak da diğer bir seçenek. Özetle, sektörün ana oyuncuları olarak dijital tsunamiye karşı birbirimizi tamamlayan bir ekosistemle mücadele etmeliyiz.

Semih Muşabak
Sipay CEO’su

“Teknoloji bir süre daha finansın önünde olacak”

Salgın süreci aslında şirketlerin teknolojiye ne kadar hazır olduğunu görmelerini sağladı. Hızlı adaptasyon sağlayabilenlerin aldığı pazar paylarını hepimizi görüyoruz. Şimdi daha fazlasını isteyen kullanıcıların olduğu bir dönem geliyor. Kullanıcısına finansal özgürlük sunan ve aidiyet duygusu oluşturan markalar büyümeye devam edecek.

Z kuşağı için kolaylıkla adapte olunan bu sürece, “içine doğdu” diyebileceğimiz alfa kuşağı da eklendi. Akıllı telefonla ilk kez tanışan, ilk kez online sipariş verenlerse bu zorunlu seçimi artık alışkanlık olarak devam ettiriyor. Yeni normalde bu kitle her şeyi daha kolay, şeffaf, güvenli ve daha da önemlisi tek bir noktadan yapmak istiyor. Tsunamiyi dönemsel olarak geçiştirmek için yapılan hamleler, daha fazlasını isteyen kitleye cevap veremediği takdirde yeni normalde işe yaramayacak.

Cebimizdeki nakit para, kredi kartına, banka uygulamasına, cüzdana dönüştü. Ve bu dönüşüm küresel çapta trilyon dolar hacminde bir sektöre doğrudan etki ediyor. Dolayısıyla teknoloji (Tek), bir süre daha finansın (Fin) önünde olacak.

Semra Demircioğlu
TURK Finansman A.Ş. Genel Müdürü

“Dijital ekosistem gelişiyor, FinTek sektörü hızlı büyüyor”

Kurumlar ve kişiler olarak hepimizin ilk defa deneyimlediği bir süreç olan salgının hayatımıza tek olumlu etkisi, dijitalleşme sürecine hız kazandırması oldu. Daha önce online alışveriş yapmamış olanlar da salgın şartları gereği bu alışkanlığı kazandı. Temassız ödeme, mobil ödeme, temassız para çekme gibi uygulamalar hayatımızın bir parçası oldu. İnternet kullanımının yaygınlaşması da bu eğilimi destekledi

TÜİK’in 2022 yılı yaptığı “Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması”na göre hanelerin yüzde 94.1, evden internete erişim imkânına sahip. İnternet kullananların toplam nüfusa oranı ise yüzde 85’e ulaştı. Buna paralel olarak dijital ekosistem gelişiyor, yenilikçi ve dinamik bir sektör olan FinTek de her geçen yıl büyüyor. Türkiye’de faaliyet gösteren FinTek şirketi sayısı 520’ye ulaştı.