DT Cloud, şirketleri yapay zekâ desteğiyle buluta taşıyor

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

PSM DERGİSİ

Bulut teknolojisi, verilerin ve uygulamaların internet üzerinden servis edilirken ölçeklenebilir, yüksek erişilebilirlikle kolay yönetilebilir olmasını sağlayan bir dijital altyapı yeniliği. Sunduğu esneklik, ölçeklenebilirlik ve yüksek güvenlik sayesinde iş süreçlerini optimize etmeye, dijital çözümlerin son kullanıcıya sunulma zamanını ve maliyetleri düşürmeye yardımcı oluyor. Bu yüzden, son yıllarda tüm sektörlerdeki dijitalleşme çalışmalarının omurgasını bulut teknolojileri oluşturuyor.

Türkiye’de şirketlere bulut altyapı ve platform hizmetleri sağlayan şirketlerden biri de DT Cloud. Şirketin kurucusu ve İcra Kurulu Başkanı Tolga Dinçer ile bu sektörün geldiği seviyeyi ve gelecekte evrileceği alanları konuştuk…

DT Cloud’u geliştirirken temel motivasyonunuz ve hedefleriniz neydi?

DT Cloud’un hikâyesi 9 yaşında bilgisayar programlamaya başlamam ve teknolojiye olan tutkumla şekillenmeye başladı. Bahçeşehir Üniversitesi’nde Bilgisayar Mühendisliği ihtisasımı alırken ve sonrasında da bu alandaki bilgi ve becerilerimi geliştirmeye odaklıydım. 18 yaşında ilk şirketim DT’yi kurarak, teknoloji ve yazılım geliştirme alanında önemli bir adım attım. 10 yıl içinde DT, bir yazılım geliştirici ve Ar-Ge şirketinden telekomünikasyon sektöründe de altyapılar geliştirerek 2G’den 5G’ye kadar uzanan yelpazede kazandığı birikim ve tecrübeleriyle bulut altyapıları ve platformları geliştiren bir yapıya dönüştü.
DT 2006 yılında kuruldu ve bu süreçte bilgi ve iletişim teknolojileri alanında önemli bir dönüşüm yaşadı. Sayısız sektör ve projede edindiğimiz bilgi ve teknoloji birikimlerimizle 2018 yılından itibaren Ar-Ge yatırımlarına ağırlık vererek DT Cloud’u geliştirdik. DT Cloud, 5G’ye hatta gelecek jenerasyon 6G ve sonrasına hazır, az karmaşıklıkla mevcut altyapılara entegre olabilen birden çok lokasyon da ve yerel regülasyonlara tam uyumlu bir bulut platformu ve yetkilendirilmiş bir hizmet sağlayıcısı. DT bugün artık, DT Cloud’un ulusal ve uluslararası servis sağlayıcı iştirakleriyle Digital Transformation Group (DTG) çatısı altında güçlü sermaye yapısıyla büyümeye devam ediyor. DTG’nin 18 yılı aşan iletişim altyapıları ve kurumsal mimari tecrübesiyle DT Cloud, yüksek derecede ölçeklenebilir bulut teknolojileri geliştirerek birçok sektörde dijital dönüşümün ekonomik, hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleşmesini sağlıyor.

“Bulut tabanlı platformlar, yapay zekâ ve makine öğrenimi gibi ileri teknolojilerin entegrasyonunu kolaylaştırıyor ve bu teknolojilerin finansal analiz, müşteri hizmetleri ve risk yönetimi gibi alanlarda kullanımını mümkün kılıyor.”

Bulut bilişim teknolojilerinin finans sektöründeki dijital dönüşüme etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dünya geneli ve Türkiye’de finans sektörünün bulut teknolojileriyle dönüşümü, çok büyük esneklik, ölçeklenebilirlik ve maliyet etkinliği sağlamasıyla önemli bir devrim oluşturuyor. Bu teknolojiler, finansal hizmet sağlayıcıların veri depolama, işlem kapasitesi ve bilişim altyapısını daha etkili bir şekilde yönetmelerini sağlarken aynı zamanda yenilikçi finansal hizmetler geliştirmelerine ve sunmalarına imkan tanıyarak müşteri deneyimini iyileştirme ve yeni pazar fırsatlarına erişmelerine imkan tanıyor. Bulut tabanlı platformlar, yapay zekâ ve makine öğrenimi gibi ileri teknolojilerin entegrasyonunu kolaylaştırıyor ve bu teknolojilerin finansal analiz, müşteri hizmetleri ve risk yönetimi gibi alanlarda kullanımını mümkün kılıyor. Bu da sektördeki dijital dönüşümü daha ileri taşıyor.
Geleceğe bakıldığında, bulut teknolojilerinin kullanımının artmasıyla birlikte finans kurumları, veri güvenliği ve gizliliği konusunda daha sıkı regülasyonlara uyum sağlamak zorunda kalabilir. KVKK’nın zorunlu kıldığı veri saklama ve barındırma politikaları bunun en bariz örneği. Bulut teknolojilerinin finans sektöründe daha tercih edilir hale gelmesi, yerel bulut sağlayıcılar, finans şirketleri ve regülatif kurumlar arasındaki iş birliğini hızlandıracak.

YAPAY ZEKÂDA DİJİTAL ALTYAPI ÜRETEN İLK YERLİ ŞİRKET OLMAYI HEDEFLİYORUZ

Şu anda üzerinde çalıştığınız yeni ürün ya da çözümleriniz var mı?

Büyük veri ve yapay zekâ, şu anda önceliğimiz. Ar-Ge ekibimiz, bu uygulamaların kendi bulutumuz ve çoklu bulutlar üzerinde esnek ve en verimli şekilde çalışmasını sağlayacak altyapıyı üretti ve hızlı bir şekilde çok sayıda sektörü desteklemek için ekosisteme açmak üzerinde çalışıyorlar. ChatGPT benzeri önceden eğitilmiş yapay zekâ modellerinin regülasyonlar dâhilinde ülke sınırları içinde çalışmasını desteklemek adına, DT Cloud Data ve AI platformlarımızın lansmanını yapmaya hazırlanıyoruz. NVIDIA gibi çip üreticileriyle de dijital altyapılar geliştirip platformumuzu yeteneklendirerek, kuruluşların “büyük veri gölleri” ile eğitecekleri dil modelleri yetiştirip kullanabilmeleri için gerekli bulut servislerini sağlamaya başlıyoruz. Bu konuda enerji tüketiminde pazarda en avantajlı bulut servis sağlayıcısı DT Cloud olacak iddialıyız. Aynı zamanda, iklim anlaşmaları çerçevesinde maliyetleri ve karbon salınımı optimize edilmiş yapay zekâ kaynaklarımızla, finans kurumlarının ihtiyaçlarından başlayarak, yapay zekâyı en verimli şekilde kullanıma sunan, çevreye duyarlı ilk yerli teknoloji şirketi olmayı hedefliyoruz.

“Finans uygulamalarının aksamaması çok önemli. Dakikalık kesilmelerin bile maliyeti çok yüksek olabiliyor. DT Cloud olarak, bu endişeleri gidermek için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan Topluluk Bulutu yetkilendirmesini aldık. İstanbul ve Ankara’daki veri merkezlerimizle güvenli yedekleme, iş sürekliliği ve felaket kurtarma hizmetleri sunuyoruz.”

Sizce ödeme ve elektronik para kuruluşları gibi finansal hizmet sağlayıcılarının buluta geçiş sürecinde karşılaştığı en büyük zorluklar neler?

Finans şirketleri, bulut teknolojilerinin veri regülasyonlarına uyumluluğu ve güvenliği konusunda endişe duyuyor. Ayrıca finans uygulamalarının aksamaması çok önemli. Dakikalık kesilmelerin bile maliyeti çok yüksek olabiliyor. DT Cloud, bu endişeleri gidermek için en öncelikli olarak altyapı mimarisini bu ihtiyaçlara uyumlu hale getirerek regülasyonlara tam uygunluk ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan Topluluk Bulutu sertifikasını aldı. İstanbul ve Ankara’daki veri merkezlerimizle güvenli yedekleme, felaket kurtarma ve iş sürekliliği hizmetleri sunuyoruz. Kendi sunucularını veya esnek olmayan geleneksel sanallaştırma tabanlı bulut veri merkezi servisleri kullanan şirketler, bu tür aksama sorunlarını yaşayabiliyor. Bizim altyapımızda ise en az iki ayrı lokasyonda ve çoklu bulut bilgi işlem alanlarımızda çalışan sunucular sayesinde aksamalar ortadan kalkıyor ve veriler felaket durumlarına karşı güvenli hale geliyor. Hatta saniyeler içerisinde senkron yedeklemeyle aktif-aktif çoklu kullanım alanları sağlayarak kesintisiz çalışmak isteyen müşterilerimize özelleştirdiğimiz mimarilerde sunabiliyoruz.
Regülasyon uyumluluğunun yanı sıra finans şirketlerinin mevcut sistem ve iş süreçlerini bulut teknolojilerine geçirirken yaşayabilecekleri zorluklar var. Eski tür teknolojilerle kurulmuş bu sistemler, buluta doğru şekilde geçirilmediğinde modern yapılarda eskiden oldukları istikrarda veya verimlilikte çalışmayabiliyor. Finans şirketlerinin asıl işi uygulama geliştiriciliği olmadığı için de burada doğru karar almakta zorlanabiliyorlar.
Sonuç olarak ya uygulama istenilen şekilde çalışmıyor ya da bakımı için fazla kaynak harcanıyor. Biz buna çözüm olarak, hedeflenen yapı da olması gereken bulut mimarisine ilişkin önerilerde bulunuyoruz ve müşterilerimizi yetkin bulut danışmanı iş ortaklarımızla bir araya getiriyoruz. Ayrıca, DevOps süreçlerini kolaylaştırıcı DT Cloud Uygulama Platformu ile uygulama altyapı birimlerinin ve DevOps ihtiyaçlarının bulut servisleri olarak devreye alınmasını sağlıyoruz. Uygulama geliştirme ortamlarının bulut mimarilerine uygun olmasını sağlayacak altyapı mimarileriyle ürün geliştirme ve uygulama modernizasyon süreçlerini de kolaylaştırıyoruz.

VERİSİNİ KORUYAMAYANLARI BÜYÜK MALİYETLER BEKLİYOR

Finans sektörü üzerinde veri düzenlemelerinin etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Veri düzenlemeleri, sadece ülkemiz değil dünya genelinde önemli etkiler yaratıyor. Bu gelişmeleri olumlu buluyorum. Çünkü veri güvenliği ve egemenliği son derece kritik konular. Özellikle Avrupa Birliği’nin yapay zekâ, veri ve bulut yönetmeliklerini sıralı olarak devreye alması gibi adımlar, küresel olarak sektörlerde yasal gerekliliklerin netleşmesine ve veri transferinin kolaylaştırılmasına önemli katkılar sağlıyor. Bu netlik, veri piyasasının sağlıklı ve adil bir şekilde gelişimini, altyapı ve platform sağlayıcıların belli standartların üzerine ulaşmasına teşvik edecek ve destekleyecektir.
Türkiye’de ise verilerin yerel saklanma zorunluluğu gibi düzenlemeler, veri egemenliği açısından büyük önem taşıyor. Böylece veriler, ülkemizin yasalarına tabi oluyor. Ancak bu düzenlemelerin yeni olması nedeniyle tam olarak uygulanmamaları veya yanlış yorumlanmaları sorun yaratabilir. Düzenlemelere uyulmaması durumunda, denetim veya vakalarla oluşan tespitlerde büyük cezalar kesiliyor. Ancak asıl mesele, verilerini korumayan şirketlerin karşılaşacağı maliyetlerin bu cezalardan çok daha yüksek olma riski. Önümüzdeki yıllarda kendi verilerine sahip olan, koruyabilen ve işletebilen şirketler, yapay zekâdan en kolay ve doğru şekilde faydalanabilecek.