“Yatırımcı seçiminde titiz olacağız”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Salgın süreci de gösterdi ki insanlar artık teknolojik yeniliklere çok daha hızlı adapte olabiliyor. Başta uzaktan çalışma olmak üzere birçok “yeni normal” ile tanıştık, tanışmaya da devam ediyoruz. Dijitalleşme, deyim yerindeyse bir tsunami gibi ilerleyip yayılıyor.

Risklerin yanı sıra önemli fırsatları da barındıran bu tsunamide yıkılmayıp ayakta kalabilenler geleceği tasarlayacak. Peki dijitalleşmenin odağında yer alan teknoloji ve finans şirketleri dijital tsunamiye nasıl hazırlanıyor?

İşte “Dijital Tsunami” ana temasıyla düzenlenen PSM AWARDS’22 organizasyonunun ödül töreninde, bu soruya yanıt aranan önemli bir panel yapıldı.

Lidio CEO’su Emre Güzer, dijitalleşmenin geldiği seviyeyi tartışıp öngörülerini paylaştı.

“Dijital doğan girişimcilerin önceliği kârlılık ve nicel büyüklük olmayabilir”

Özellikle genç nesil teknolojiye çok hızlı adapte oluyor. Salgın, teknolojinin içinde doğmamış, “geçiş nesli” olarak adlandırdığımız 50 yaş üzerindeki nesli de sunduğumuz dijital servislere erişebilir kıldı. Daha önce internet üzerinden hiç sipariş vermemiş milyonlarca tüketici online alışverişle tanıştı. “Bu geçici bir dönem mi? Salgın tamamen ortadan kalktığında bu büyüme hızı, yeni tüketiciler acaba eski normallerine geri mi dönecek” endişesi, en azından bizim sektörümüz için vuk’u bulmadı.
Elbette hacim olarak küçülen iş modelleri oldu. Örneğin artık hızlı market alışverişi uygulamaları eskisi kadar hızlı büyüyemiyor. Hatta operasyonel anlamda da küçülmek zorunda kaldılar. Zira insanlar için market, pazar alışverişleri tek başına bir alışveriş deneyimi olmadı sadece. Bu gerileme bu modelde iş yapan girişimleri de dönüştürüyor ve devamlı yeni servisler ekliyorlar platformlarına. Çok yakında bu girişimlerin aynı zamanda birer FinTek girişimleri de olduğuna tanıklık edeceğiz. Zira hızlı koşan tüm işlerin yavaşlarlarsa düşeceği bir döneme giriyoruz 2023’le birlikte…

Salgın süreci, özellikle “dijital doğan girişimler”in büyük sınavlar verdiği bir dönem oldu. Bu girişimler her zaman konvansiyonel şirketler gibi kârlı, büyük ağları olan, milyonlarca KOBİ ve/veya tüketiciye servisler götüren şirketler olmayabilir. Hatta ekip olarak da yeterince tecrübeli olmayabilirler. Genellikle birkaç çarpanlı büyümeler sebebiyle girişim sermayelerinden aldıkları yatırımlarla kârlılığı ikinci hatta bazen üçüncü planda bırakarak büyümek zorundadır çoğu.

“Yatırımcı seçiminde titiz olacağız”

Salgın dönemindeki büyümeye rağmen ekonomik krizi özellikle girişim sermayelerinin yatırım iştahını azalttığında teknoloji şirketlerinin değerlemelerinin yarısının yok olduğunu gördük. Nispeten daha yüksek değerleme üzerinden yatırım almış şirketler, bir sonraki turda kârlı olabileceklerini gösterebilmek için epey sert önlemler almak zorunda kaldı. Zira bir sonraki yatırım turuna çıkıldığında daha düşük değerleme üzerinden para aramak, hiçbir paydaş için iyi bir mesaj değil. Bu dönem sizlerin de gördüğü gibi yatırımla büyüyen şirketlerin ortalama yüzde 15-20 arasında ekip anlamında küçülmeye gittiği bir dönem olarak da hafızalarımıza kazındı. Kâlı olmasına rağmen bunu fırsat bilen birçok global, büyük oyuncu bile “ekiplerini yeniden yapılandırabilmek” adı altında büyük oranda işten çıkarma yaptı.

Biz Lidio’yu salgının en yoğun yaşandığı dönemde ayağa kaldırdık. Yine aynı dönemde tohum yatırım aldık ve lisans başvurumuzu yaptık. Yani aslında sadece dijital doğan bir girişim değil Lidio. Aynı zamanda büyük dalgalarla boğuştuğumuz bu dönemde inşa ettiğimiz yeni nesil bir ideoloji ve ne mutlu ki hızlı büyümesini sürdürüyor.

Yatırıma ulaşmanın nispeten daha zor olacağı 2023’te en belirgin hedeflerimizden biri, kendi kaynaklarımızla büyüyebilmek ve kârlılığa odaklanmak. Aramıza katılmak isteyen yeni yatırımcılar var. Fakat burada çok seçici davranacağız. Paradan ziyade birlikte daha hızlı büyüyebileceğimiz stratejik paydaşlar bizim için çok daha değerli.