DOLAR

32,9949$% -0.11

EURO

35,8195% -0.26

STERLİN

42,5549£% -0.22

GRAM ALTIN

2.528,01%0,83

ÇEYREK ALTIN

4.147,00%0,21

BİTCOİN

฿%

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul HAFİF YAĞMUR 27°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Akıllı statlara gidişin yollarında Passolig!

Hükümet “akıllı stat” projesinde Çalık Grubu’na iltimas mı geçti? Seyirciler fişlenecek mi? Uygulama neden sezon ya da ikinci yarı başında değil de 14 Nisan’da devreye alındı? Aktif Bank, Türk futboluna 10 yılda 400 milyon TL taahhüdünü yerine getirebilecek mi?.. PSM sordu, Passolig’in iki yetkili ismi dobra dobra yanıtladı…
 
Passolig kart uygulamasıyla ilgili her kafadan bir ses çıkıyor. Sistemin kurucusu E-Kent ve finansörü Aktif Bank hükümete yakınlığıyla bilinen Çalık Grubu’nun şirketleri olunca, önce kayırmacılık yapıldığı, adrese teslim ihale yapıldığı gibi eleştiriler geldi. Sonra asıl amacın statlarda siyasi protestoları engellemek, insanların özel kimlik bilgilerini toplayarak “fişlemek” olduğu iddia edildi. Sezonun bitmesine birkaç hafta kala 14 Nisan’da devreye alınmasını ise manidar bulanlar oldu…
PSM olarak bizi daha çok uygulamanın ödeme sistemleri tarafı ilgilendiriyor. Ancak Passolig’in ödeme sistemlerine entegre olup yaygın bir şekilde kullanılabilmesi için öncelikle bu imaj sorunlarını aşması, başta futbolseverler olmak üzere geniş kesimlerce kabul görmesi gerekiyor. Ortaya atılan iddiaların gerçeklik payı nedir? Bu imaj sorununu aşmak, daha geniş kitlelere ulaşmak, Türkiye’de akıllı statlara gidişin yolunu açmak için neler yapılmalı? Önümüzdeki sezonda bu sistemin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için hangi adımlar atılıyor?
İşte tüm bu soruları E-Kent Yönetim Kurulu Üyesi Murat Emre Duman ve Passo Genel Müdürü Özgür Gündoğan’a yönelttik. Eleştirileri, iddiaları samimiyetle yanıtlayıp Passolig uygulamasının ödeme sistemlerine etkisini anlattılar…
 
Önce isterseniz Passolig Kart’ın çıkış noktasını sizden öğrenelim. Süreç kim tarafından ve nasıl başlatıldı?

Murat Emre Duman: Temel amacı sporda şiddeti önlemek olan yasa, Meclis’te grubu bulunan tüm siyasi partilerin ortak teklifiyle hazırlandı ve 2011 yılında çıkarıldı. Ardından uygulaması için Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yetkilendirildi. TFF, teknik şartnamenin hazırlanması ve diğer çalışmalar için uluslararası danışmanlık firması Ernst & Young’dan hizmet aldı. Bu süreç 2012 yılına kadar sürdü. Danışmanlık şirketinin fizibilite çalışmaları sonucu 80-90 milyon dolar gibi bir altyapı maliyeti ortaya çıktı. Bu maliyet, 28 stadyum için akıllı geçiş sistemlerinin, kamera ve diğer güvenlik ekipmanlarının, fiber optik kablolamanın, server odalarının, bütün sezon maç görüntülerin saklanıp gerekli yerlere iletebileceği teknolojinin kurulmasını ve 5 yıl boyunca bakım-onarımının yapılmasını içeriyordu. Bu harcamayı ya kulüpler, ya federasyon ya da iki taraf birlikte üstlenecekti. Kulüp başına 3-4 milyon dolar gibi yatırım harcaması söz konusuydu. Hal böyle olunca federasyon bir sponsor arayışına girdi…
 
Federasyon da size geldi değil mi?

Duman: Elbette hayır. Bu iş için 2013 yılında kıran kırana geçen ihaleler yapıldı. E-Kent olarak altyapı yatırımları ve saha entegratörlüğü, Aktif Bank olarak da bu işin finansörlüğü için ihaleye girdik. Entegrasyon tarafında 18 firma ön değerlendirmeye alındı. Federasyon bunların 12’sini uygun buldu ve fiyat teklifi istedi. Onların da 6’sı açık eksiltme ihalesine girmeye uygun bulundu. Ben de E-Kent’i temsilen bizzat bu ihaleye katıldım. İhale Haziran 2014’te yapıldı. En yüksek teklif 157 milyon TL’ydi. Eksiltme 104 tur sürdü ve sonunda en yakın rakibimizden 8 milyon TL daha düşüğünü vererek 100 milyon TL’ye ihaleyi kazandık. Bu tutarın içinde 28 stadın bütün altyapısının kurulması; geçiş turnikelerinin, kamera sistemlerinin, fiber optik kablolarının, server odalarının, tüm maç görüntülerinin federasyona, emniyete, İçişleri Bakanlığı’na çıkışlarının sağlanması, tüm bu sistemlerin 5 yıl boyunca işletilmesi, bakım onarımlarının yapılmasını içeriyordu.
 
Gelelim finansman ayağına… Orada nasıl bir ihale süreci izlendi? Neden çok şubeli, bireyselde güçlü bankalar bu işe girmedi?

Duman: TFF, finansörlük için birçok bankadan teklif istedi. Ancak federasyon yetkililerinin bize söylediğine göre birçok banka bu işi kârlı görmeyip, riske girmek istemediği için teşekkür edip katılmayacağını bildirmiş. Sonuçta Aktif Bank’a en ciddi rakip olarak PTT çıktı. PTT bu konuda yalnız değildi. Arkasına 5 banka ve bir de GSM şirketinin desteğini almıştı. Yani bir nevi konsorsiyum olarak katılmışlardı. Biz bu ihalede tüm altyapı yatırım harcamalarını karşılamayı, sonra da kart satışından kazandığımız paranın yüzde 45’ini kulüplere ödemeyi taahhüt ettik. Kartlar satılsa da satılmasa da, kâr etsek de edemesek de bu yolla kulüplere 10 yılda 150 milyon TL ödemeyi taahhüt ettik. Sonuçta ihaleyi kazandık. Ancak sonra federasyon bizden küçük revizeler istedi. Biz de kazanç payımızı yüzde 55’ten 53’e düşürdük, üstüne dört büyük kulüple sponsorluk anlaşmaları yapacağımızı açıkladık. Ayrıca diğer Anadolu kulüplerine gelecek sezonun başında 15 milyon TL ödeme yapma kararı verdik. Ekstra bu taahhütleri vererek Ağustos 2013 tarihinde sözleşmeyi imzaladık. Yaklaşık 7.5 ay gibi bir sürede tüm altyapı çalışmalarını tamamladık.
 
Madem altyapı şubat ayı gibi tamamlandı, sistem neden ikinci yarı başında devreye alınmadı?
Duman: Evet, o tarihte Passolig Kart uygulamaya geçebilirdi. 14 Nisan 2014, yasanın öngördüğü sürenin sonuydu. Meclis’in aldığı karar böyle. Buna bizim de federasyonun da yapabileceği bir müdahale söz konusu değildi. Bir de kulüplerin biletini satabilmemiz için tek tek hepsiyle anlaşma imzalamamız gerekiyordu. Kulüplerin hem e-bilet sistemimizle çalışmayı kabul etmesi hem de biletlerini satabilmemiz için izin vermesi gerekiyordu. 36 kulübün hepsine gittik ama şubat ayına kadar ancak 15’iyle imzaları atabildik. 15 takımla bu işin lansmanı mümkün değildi. Ayrıca o dönem seçim öncesi olduğu için bu konuda kararlılık sergilenmesi, tanıtım yapılması zordu. Tabii bazı kulüpler de sistemin devreye girmesi için son tarih olan 14 Nisan 2014’e kadar bekleme hakkını kullandı. Örneğin Beşiktaş ile 28 Mart’ta anlaşmayı imzaladık ve Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinde bu sistemi uygulayabildik.

Yüzdeleri belirttiniz ama Passolig Kart satışlarında rakamsal olarak ne kadar bir gelir ve paylaşım söz konusu? Başka nerelerden gelir elde edeceksiniz?

Özgür Gündoğan: Üç çeşit Passolig Kart var: Passolig Cüzdan Ön Ödemeli Kart, Passolig Banka Kartı, Passolig Kredi Kartı… Hepsi için kart fiyatı standart: 15 TL. Bu bedelin yüzde 53’ünü yani 7 lira 95 kuruşunu biz alıyoruz. Kalan 7 lira 5 kuruşu federasyon üzerinden kulüplere ödüyoruz. Büyük kulüpler, marka değerinin yüksek olduğu gerekçesiyle daha yüksek fiyata, örneğin 25 TL’ye satılmasını istiyor. Bu durumda bizim payımız yine 7 lira 95 kuruş oluyor.
Bir de seyirci başına 2 TL turnike geçiş bedeli var. Bu paranın da yüzde 53’ü bizim, kalanı kulübün oluyor. Bu parayı seyirci sayısına göre bize kulüp ödüyor. Biz taraftardan tahsil etmiyoruz.
 
Bu işten toplamda ne kadar gelir hedefliyorsunuz? Kulüpler ne kadar kazanç sağlayacak?

Duman: Kabaca bir hesap yapacak olursak; bu iş için 100 milyon TL’lik yatırım yaptık. 10 yıl için toplam 150 milyon TL’yi kulüplere ödemeyi taahhüt ettik. 15 milyon da peşin ödedik, 265 milyon TL oldu. Büyük kulüplere sponsorluk bedellerini de eklediğimizde 10 yılda bizim ödeyeceğimiz tutar yaklaşık 400-450 milyon TL’ye geliyor.
Yılda ortalama 40 milyon TL ödeme yapmamız söz konusu. Buna karşılık bizim 8 yıllık kart satışları ve gişelerden geçen kişi başına 1 TL gelirimiz söz konusu. Türkiye’de yaklaşık 1.5 milyon civarında maçlara giden seyirci kitlesi var. Yıllık Spor Toto Süper Lig seyirci toplamı ise 3.5 milyon kişi civarında tahmin ediliyor.
Şimdi buradan yol çıkarak bir hesap yapalım. 1.5 milyon ile 15 TL’yi çarparsak yaklaşık 22.5 milyon TL kart satışı cirosu var. 3.5 milyon ile de gişe geçiş ücreti 2 TL’yi çarptığımızda 7 milyon TL tutuyor. Toplamda 29.5 milyon TL yıllık ciro söz konusu. Benim bunun yaklaşık yarısını ödemem gerekiyor. Bu durumda, belirttiğim 40 milyon TL’lik yıllık ödemeyi toplam ciro bile karşılamıyor. Tekil kart sahibi sayısı 5 milyonlara, yıllık seyirci sayısı da 10 milyonlara çıkarsa o zaman biz başa baş durumlara, kârlı seviyelere ulaşabiliriz. Tabii günümüz koşullarda bu fazla iyimser görünüyor.
 
Peki siz bunu bile bile ihaleyi neden aldınız? Ticari bir kuruluş değil misiniz? Hayır işi mi yapacaksınız?

Duman: Elbette her ticari işletme gibi biz de kazanç sağlamayacağımız işe girmeyiz. Ama bizim öncelikli amacımız kart satışıyla, turnike geçiş ücretiyle kâr etmek değil. Asıl amacımız bu yolla bir kart programı oluşturmak. Biliyorsunuz Türkiye’de belli başlı beş tane kart programı var. Bu saatten sonra yeni bir kart markası çıkararak rekabet etmenin bir anlamı yok. Bu kadar tanıtıma, reklama harcama yapacaksınız; üstelik başarı garantisi de yok. Bir kart programının şemsiyesi altında da hedeflerinize ulaşmanın imkanı yok. İnsanlar aslı varken neden taklidini alsın ki… Biz bu parayı öyle ya da böyle harcayacaktık. Bu yolla amacımıza ulaşırken Türk sporuna da katkı yapacağız. Türk futbol tarihinde Digiturk’ten sonra Türk sporuna en büyük katkıyı sağlayacak olmanın gururunu taşıyoruz.
Ticari amacımıza dönecek olursak, bu yolla spor ve eğlencede kullanılabilecek bir marka oluşturma fırsatı doğdu. Üstelik E-Kent ile bu kartları toplu ulaşımda da kullanma imkanımız var. E-Kent, başta Ankara olmak üzere 22 şehrin toplu ulaşımında ödeme toplama hizmeti veriyor. Passolig Kart, bu 22 şehrin tamamında ulaşımda da kullanılabiliyor. Şimdi İzmir, İstanbul gibi diğer şehirlerde de kullanılabilmesi için görüşmeler yapıyoruz. Amacımız Passolig’in ulusal düzeyde kullanılabilecek bir kart olmasını sağlamak.
 
Gündoğan: Sistemin asıl amacı tribünlerdeki seyirci sayısını artırmak. İlk aşamada 1.5 milyon civarında olan futbol seyircisi sayısını 3-4 milyonlara çıkarmak. Bunu yaparken de bu seyircilerin sisteme, sistemin de seyircilere maksimum fayda sağlaması amaçlanıyor. Türk Telekom Arena için geçen yıl 40 bin tane ön ödemeli kart dağıtıldı. Yani stadyumdan içeri giren herkese birer kart verildi. Bu kartlar isme özel değildi. Stada gelenlerin içerideki harcamaları bu kartla yapması amaçlanıyordu. Ancak taraftar bunu benimsemedi. Çok az oranda kullanıldı. Çünkü para yüklemek için ATM’ye gitmeniz gerekiyordu. İsme özel olmadığı için kaybolduğunda içindeki para da gidiyordu.
Passolig sisteminde ise kişiye özel kartlar söz konusu. Üstelik ATM dışında cep telefonundan, PTT şubelerinden para yüklenebiliyor. Ön ödemeli kartlar için de bu geçerli. Bu kartı, “akıllı statlara” geçişin ilk adımı olarak görebiliriz. Ödeme sistemlerinin gelişimini de önemli katkıları olacak. Kulüpler nakitsiz stat ister. Kulüpler taraftar puan sistemlerini bu kartla kullanabilir, ekstra gelir elde edebilir. Birbirini destekleyen bir ekosistem oluşuyor. Biz kart, bilet, akıllı geçiş sistemiyle gerekli altyapıyı sunuyoruz. Yurtdışındaki başarılı akıllı stat örneklerini anlatıp kulüplerimizin maksimum faydayı sağlayabileceği ortamı sunmaya çalışacağız.
 
Şimdiye kadar kaç tane Passolig Kart satıldı? En çok hangi kulüplerin taraftarı ilgi gösterdi?

Gündoğan: Şu ana kadar 80 bin kadar Passolig Kart satıldı. Bunların yaklaşık yüzde 70’i için internet üzerinden başvuru yapıldı. 20-25 bin civarında kart da stat gişelerinde satıldı. En çok takım kartı Beşiktaş, Galatasaray ve Balıkesirspor şeklinde sıralandı. Balıkesirspor’un şampiyonluk maçı olduğu için ve Passolig Kart zorunlu olduğu için ilk üçe girdi. Beşiktaş da malum Fenerbahçe derbisi nedeniyle…
 
Bir takımın kartıyla diğer takımların maçına girilemeyeceği yazılıp çizildi. Bir de kart temininde sıkıntı yaşandığı konuşuluyor…
Gündoğan: Maçlara girebilmek için illa ki o takımın kartına sahip olmak gerekmiyor. Önemli olan karta o maçın biletinin yüklenmesi. Ayrıca yine illa ki bir takım kartı almak zorunda da değilsiniz. TFF logolu Passolig Kart alarak tüm maçlara girebilirsiniz. Bu kartın farkı, satış gelirinin ortak havuza aktarılması. Hangi kartla giderseniz gidin istediğiniz stadın gişesinden girebilirsiniz.
Kart temininde bir sıkıntı yaşanması da söz konusu değil. Stat gişelerinden maç günleri hariç başvuru yapıp anında kart alabiliyorsunuz. Merkezi PTT şubelerinden ve Aktif Noktalardan da kart alınabiliyor. Aktif Noktalar, PTT Bank şubeleri, Aktif Bank ve Passolig.com.tr internet sitelerinden kart başvurusu yapıp para yüklemesi yapabiliyorsunuz. 
 
Bazı kulüplerin sisteme karşı çıkmasını, ayak diremesini neye bağlıyorsunuz?

Duman: Bu uygulamada bilet satışı yine kulüplerin inisiyatifinde. Kimlere, hangi koşullarda satılacağına onlar karar veriyor. Yine ücretsiz bilet de tahsis edebilirler. Ancak 3 bin, 5 bin adet gibi toplu bilet dağıtma devri kapandı. Kişiye özel bilet dönemi başladı. Bedava da olsa kayıtlı olarak bilet verilebiliyor artık. Kombine bilet de bu kartlara yükleniyor.
 
Kombine bilet demişken, kombinesini yakınlarına ya da bir başkasına kullandırtmak isteyenler ne yapacak?

Gündoğan: Kombine kart sahipleri biletlerini bu sistemle daha kolay devredebiliyor. Üstelik kombine sahibinin kartına da gerek yok. İstediğiniz kişinin kartına, onun TC kimlik numaranıza göre tanımlanmış bilet SMS yoluyla gönderilebiliyor. Hatta kulübe kombinenizi sattırıp parasını bile alabiliyorsunuz.
Passolig.com.tr’ye girdiğinizde oturacağınız yerin kuşbakışı manzarasını görerek istediğiniz kadar koltuk alabiliyorsunuz. Sponsor ve loca sahipleri de istedikleri kişileri istedikleri düzende oturtacak şekilde yönetebiliyorlar. Kanunda yok ama yakında protokolde de bu şekilde bir düzenleme yapılacak.
 
Peki Fenerbahçe ya da başka bir kulübün bu sistemi kabul etmeme gibi bir seçeneği olabilir mi?
Gündoğan: Bu yıl sistem geç devreye girdiği için 80 bin lira ceza kesilmekle yetinildi. Ancak gelecek sezondan itibaren sistemi uygulamayan kulübe 100 bin liralık cezanın yanı sıra “güvenliği yok” gerekçesiyle maçın oynanmasına izin verilmeyecek. O zaman ya seyircisiz oynayacak ya da başka bir yerde…
Bu yeni uygulama seyircilerin tamamının ve takımın cezalandırılmasının da önüne geçecek. Diyelim ki seyircinin biri meşaleyi yaktı ve sahaya attı. O anda kameralar sizi çekiyor ve sistem sizi kara listeye alıyor. İşlenen suç cezasız kalmadığı için caydırıcılık artacak. Saha kapatmaların önüne geçilecek.
 
Dergimiz yayında olduğunda durum ne olur bilemiyoruz ama mahkeme Passolig Kart’ın yürütmesini durdurdu? Bu durum sizi nasıl etkiledi?

Duman: Başta da belirttiğim gibi bu uygulama tüm siyasi partilerin ortak teklifiyle çıktı. Bu yüzden önümüzdeki sezona hiçbir sıkıntı yaşanmadan girileceğinden eminiz. Ancak anlaşılan önümüzde çok dikenli bir yol var. Hiç hak etmediğimiz bir şekilde eksi 5 imajla yola başladık. Şimdi bu imajı düzeltme çabasındayız. Ama şevkimiz kırılmış değil.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.