DOLAR

32,2802$% 0.01

EURO

35,0169% -0.21

STERLİN

40,8795£% -0.14

GRAM ALTIN

2.475,61%0,39

ÇEYREK ALTIN

4.013,00%-0,05

BİTCOİN

฿%

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul PARÇALI AZ BULUTLU 17°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Kartlar değiştikçe biz de değişeceğiz

E-Kart, Eczacıbaşı Topluluğu’nun büyük bir açığı görerek kurduğu bir teknoloji şirketi. E-Kart Genel Müdürü İrdem, “Kartların önemli tarafı plastik kısmı değil, aklı. Ödeme sistemleri değişiyor biz de ona göre değişiyoruz” diyor. E-Kart, şu sıralar yeni dijital cüzdanlar üzerinde çalışıyor…
 
Türkiye’nin plastik kart basımı alanındaki ilk şirketi Eczacıbaşı Topluluğu’nun iştiraki olan E-Kart. 2001 tarihinde büyüyen kart pazarını gören Eczacıbaşı, E-Kart’ı kurarak tamamı yurtdışından alınan banka kartı, kredi kartı, ulaşım kartı, GSM kontör kartlarını yurt içinde üretmeye başladı. Türkiye banka kartı ve kredi kartı sayısında Avrupa’nın ilk 3 ülkesi arasında yer alıyor. Kart pazarı her geçen gün daha hızlı büyüyor, çeşitleniyor. Buna karşın “teknolojinin getirdiği yeni olanaklar plastik kartların geleceğini tehdit ediyor” tezi de son günlerde ödeme sistemleri dünyasında sıkça tartışılıyor. Biz de E-Kart Genel Müdürü Enver İrdem’le kart üreticisi şirketlerin gelecek planlarını sorduk.

İrdem, konuya çarpıcı bir giriş yaparak önce E-Kart’ın kuruluş sürecini şu sözlerle anlattı:
“Alvin Toffler,  80’li yıllarda ‘Gelecek Şoku’ kitabında kitle üretiminin, dolayısıyla kitle kültürünün bittiğini açıklamış, bilgi çağına yaklaştığımızı, bilgiyi elinde tutanın güce ve zenginliğe kavuşacağını öngörmüştü. Toffler bunları yazdığı zaman dünya henüz internet ile tanışmamıştı; mikroelektronik, biyoteknoloji, nanoteknoloji ve yeni malzeme bilimi kavramları ise akademik jargonlardı…Zaman onu haklı çıkardı.
Toffler’in 1990 ortalarında Türkiye ile de ilgili görüşleri de vardı. Türkiye’nin ucuz iş gücüne dayalı bir üretim modeli benimsemesinin yanlış olduğunu düşünüyor ve “Özellikle tekstil alanında bir gün sizden daha ucuz işgücü sağlayan bir ülke çıkar ve ihracatınız darbe yer!” diyordu.
İnanmadık… Uzakdoğulu rakiplerimizin 1 kilo penyenin fiyatını 1 dolara indirebileceğini düşünmedik… Zaman, O’nu bir kez daha haklı çıkardı. Toffler’in o dönemde Türkiye’ye tavsiyesi şuydu: Dünya pazarında eksikliği duyulan ve iddia sahibi olabileceğiniz bir dalda yoğunlaşmak ve mutlaka ama mutlaka yüksek teknolojiye geçmek. İlk başta ‘Bu şirketler zarar etsin; yılda bir kaç milyon dolar zararın önemi yok. Ama beş yıl sonra Silikon Vadisi teknolojik düzeyine gelmiş, o bilgi birikimine sahip kadrolarınız ve şirketleriniz oluşur. Türkiye bu alanda dev adımlar atar.”
Alvin Toffler, bunları söylerken dünyayla birlikte Türkiye’de de önemli bir değişim yaşanmaktaydı…


 
E-Kart’ın kuruluş sürecinde Toffler’in bu saptamasının etkisi oldu mu?

E-Kart’ın üretime geçtiği 15 Haziran 2001 tarihine kadar Türk bankaları tarafından verilen ve bizlerin kullandığı tüm kredi kartları yurtdışından gelmek zorundaydı. Bankalarımız ve finans kuruluşlarımız bu kartları sadece kişiselleştiriyor yani kartın üzerine kişinin bilgilerinin ve kart numarasının girilmesi işlemini yapabiliyordu.
Kart veren her şirket de müşteri bilgilerinin kendi sektörlerindeki rakiplerinin eline geçmesini önlemek için kişiselleştirme makinesi almak, kurmak ve işletmek zorundaydı.  Yüksek fiyatlı ve yüksek kapasiteli bu makinelerin kapasite kullanım oranları da genellikle çok düşüktü.
Öte yandan, dünyadaki manyetik bantlı banka kartı sahteciliği konusunda son derece yüksek bedeller ödemeye başlayan Visa ve MasterCard, 2006 yılından itibaren manyetik bantlı kartların akıllı banka kartlarıyla değiştirilmesine karar verdi. 
Oysa bizim bankalarımızın elindeki personalizasyon makinelerinin büyük bölümü bu yeni kartları işlemek için gereken teknolojiye sahip değildi.  Türkiye yeniden her bir bankanın her bir makinesi için ek yatırım yapmak zorundaydı…
Bankacılık segmentinde bunlar olurken, dünyaya paralel olarak Türkiye’de de hızla gelişen GSM pazarı yaklaşık 20-35 milyon aboneye ulaşmıştı. Birer akıllı kart olan GSM’lerimizin içindeki SIM’ler de ithal ediliyordu.
İşte E-Kart, Alvin Toffler’in Türkiye’ye tavsiyeleri ile pazardaki bu yeni durumun sentezlenmesinden ve Eczacıbaşı isminin saygınlığı ile bütünleşen bir iş modelinin bir başarı öyküsü yaratabileceği öngörüsünden doğdu.
Eczacıbaşı Topluluğu, Türkiye’de daha önce hiç üretilmemiş tamamen güvene dayalı bir ürün gamını siparişe dayalı olarak üretmek için potansiyel müşterileri ikna etmek, deneme siparişi yapabilmek, pazarı domine eden ve o güne kadar pazarın tamamına hakim olan yurtdışı firmalarla gerek fiyat ve gerekse kalite rekabeti yaratmak ve kazanmak ve başarmak için kendine koyduğu hedefi başarıyla gerçekleştirdi.
E-Kart’ın Türkiye pazarındaki etkinliği nedir? E-Kart, Türkiye akıllı kart pazarında ve ilave olarak Azerbaycan, Kazakistan, Gürcistan, Moldova, Ukrayna, Arnavutluk ve Belarus’da Visa/Mastercard onaylı kredi kartları ve debit kartları, GSM kartları, ulaşım kartları ve yüksek güvenlikli kimlik kartları üretiyor. Yıllık yaklaşık üretim miktarı 100 milyon akıllı kart ve çalıştığı segmentlerde pazar lideri. 
 
Gelecek teknolojilerle birlikte plastik kartlar nasıl etkilenecek? Bir süre sonra plastik kartlar fiziki olarak hayatımızdan çıkacak mı?

Aslında mobil cüzdan için kullanılan teknolojiler çok yeni değil, ancak güvenlik sorunları, akıllı telefonların yaygınlaşmasını sağlayan üçüncü nesil GSM teknolojileri ve elbette mobil uygulamaların finans sistemiyle bütünleştirilmesi biraz zaman alıyor. Ancak gelişmenin biraz yavaş olması, bundan sonraki gelişmelerin de benzer bir hızda devam edeceği anlamına gelmiyor. Aksine mobil ödeme sistemlerinin gelişme ivmesinin, önümüzdeki yıllarda baş döndürücü bir hızla artacağı tahmin ediliyor.
ABD’de Pew Research ve Elon Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, ABD’de mobil cihaz kullanıcılarının yüzde 65’i, mobil cüzdan uygulamalarının 2020 itibarıyla tamamen paranın yerini alacağını düşünüyor. Ancak, kartlarınızı hemen cüzdanlarınızdan çıkartmayın, NFC teknolojisinin gelişmesi, tüm telefonlara uyarlanabilmesi, ödeme sistemlerine entegre edilebilmesi için henüz daha vakit var.
Bu arada, aralarında Türkiye’de dahil olmak üzere, bankacılık sistemi oldukça gelişmiş ülkeler dışına da iş veya turistik seyahat yapmanız gerekebileceğini ve buralarda halen plastik kredi kartınıza gerek duyabileceğinizi de aklınızdan çıkartmayın…
 
Mobil ödemenin yaygınlaşmasıyla birlikte sizin gibi kart üreticisi şirketlerin gelecek planları nedir?

Akıllı kartlar, daha doğrusu bir plastiğin içinde bulunan akıllı yongalar cep telefonlarının içinde kendilerine kalıcı bir yer edindiler. Cep telefonları hızla bizi dünyaya bağlayan tek nokta olma yolunda ilerliyor. NFC yani yakın alan iletişimi özelliğine sahip bu yeni nesil telefonlar, cep telefonunu kablosuz dünyaya bağlanma noktasına dönüştürerek, bizlere mobil cüzdan, mobil ticaret, mobil ödeme sistemlerinden e-biletlere, elektronik tanımadan elektronik anahtarlara, elektronik geçiş sistemlerinden elektronik reklama kadar çok yeni ve heyecanlı bir dünyanın kapılarını açmaya başladılar bile…
Ancak, genel kanının aksine, akıllı kart dediğimiz ürün sadece fiziki olarak cebimizde taşıdığımız bir çeşit plastik kart değil. Bu ürün daha çok fiziki bir varlığı yani plastik kısmının yanı sıra bir yapay zeka, bir robotik üründür. Hafızası var, öğrenme kabiliyeti var, kısıtlı da olsa bir zekası var, işletim sistemi ve uygulama yazılımları var ve her bir akıllı kartın içinde 1969 yılında Apollo 11’i aya götürüp getiren bilgisayar sisteminin 30 katı büyüklüğünde bir işlemci gücü vardır.
Üstelik plastiği küçük bir halde de olsa, mobil iletişim cihazlarımızın içinde de var, SIM kartlar da sonuçta bizim alanımıza giren bir ürün. Bu nedenle, mobil teknolojilerin gelişmesi ve biyometrik özelliklerin karta entegre edilmesi, akıllı kart üretimini ve kullanımını etkilemez, olsa olsa üretiminin kullanımın şeklinin değişmesine yol açar.
 
AKILLI KİMLİKLER GELİYOR
 
Bu süreçte nasıl yeni teknolojik ürünler, hizmetler de hayatımıza girecek?
Sayısal dünyaya güvenli, her yerden ve her zaman kolayca gerçekleştirilebilen bir kesintisiz bağlanabilme deneyimi gündelik hayatımızın vazgeçilmez bir olgusu olmaya başladı. Günümüz dünyasında gittikçe daha fazla sayıda insan, istedikleri her yerden kişisel bilgilerin değiştirilmeyeceğinden, çalınmayacağından veya başka amaçlarla kullanılmayacağından emin olarak sayısal dünya ekosistemine güvenli ve kolayca bağlanabiliyor; kesintisiz ve güvenli bilgi alışverişinde bulunuyor.
E-Kart müşterilerine, kişisel bilgilerinin özelini ve güvenliğini koruyan, inovatif, güvenli ve her yerden, her zaman kolayca gerçekleştirilebilen kesintisiz bağlanabilme sistemleri ve süreçleri sunuyoruz. Bunu yapmaya devam edeceğiz.
Bu yıl üretimine başladığımız ve 2014’ün 3. çeyreğinden itibaren dağıtılmaya başlanacak olan akıllı nüfus cüzdanlarımız da bizlere hiç alışık olmadığımız bir deneyim sunacak ve cebimizde GSM hariç taşıdığımız tek kart olma yolunda önemli bir aşama geçilmiş olacak.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0